İstikrara mahkumuz

A -
A +

Üzerinde yaşamakta olduğumuz bu netameli coğrafyada istikrar en aranılan şeydir. Devlet ve millet hayatımızda istikrarın önemi, özellikle kriz dönemlerinde çok daha iyi anlaşılmaktadır. Durup dururken, siyasi istikrarla oynadığımız şu içinde yaşadığımız dönemi ne ile izah edeceğiz? Milletimiz, çok büyük basiret göstererek; hem 2002'de ve hem de 2007'de tek başına bir siyasi partiyi iktidara taşımıştır. Bu siyasi parti ise, geceli gündüzlü çalışarak millete hizmet için çırpınmaktadır. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hali ortadadır. Beş sene önceki fotoğraflarına bir bakın, bir de şimdiki haline bakıp değerlendirin. Şimdiye kadar, böylesine yüksek performans sergileyen başka bir başbakan milletçe görmedik. AK Parti hükümeti, 2002'de iktidara geldiğinde petrolün varili 20 dolar civarında idi. Şimdi ise (140) dolara dayanmıştır. Bu gidişle 200 doları da aşabileceği söylenmektedir. Çin'den sonra enerji talebi en fazla artan ülkeyiz. Enerjinin yüzde 73'ünü ise ithal etmek durumundayız. Bunun için de senede enerjiye (31) milyar dolar ödemekteyiz. Görüldüğü üzere, tüm ihracatımızın dörtte biri, yalnızca enerji ithalatına gitmektedir. Buna rağmen hükümet, (5) senedir elektriğe zam yapmadı. Beş sene sonra, yüzde 20'lik zam mecburiyeti olunca da muhalefet kızılca kıyameti koparmaktadır. Hükümet, enerji açığını kapatmak için, alternatif enerji kaynaklarının her birini harekete geçirerek hummalı bir gayretle çalışmaktadır. Ekonomik yönden, böylesine nazik bir ortamda; yüzde 47 oy alarak tek başına iktidara gelmiş olan AK Parti'ye açılmış bulunan kapatma davası siyasi istikrarı zedeleyince milletçe büyük bir tedirginliğe düştük. Para, sırra kadem bastı! İçeride kimse yatırım yapmaz oldu. Dış sermaye ürktü. (Yarınki makalemizde bu mühim konuya devam edeceğiz.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.