Koalisyonlar, demokrasi kültürünün meyveleridir! Koalisyonla yaşamaya alışalım. Koalisyon hükümetleri, kendi içinde rekabeti getireceğinden; yarış halinde bir çalışma olacak; dolayısıyla ülkenin kalkınma hızı o nispette artacaktır! Bu lafların hepsi laf-ı güzaftır; yani palavradır. Merhum Turgut Özal'dan sonra hemen her türlü koalisyonu deneyip yaşadık. Hangi birisinden bir fayda görebildik? On yılı aşkın bu süre (2002 seçimlerine kadar) Türkiye'mizin kayıp yıllarıdır. Neredeyse devletimizin kurum ve kuruluşları (özellikle devlet bankaları) koalisyon ortaklarınca kapanın elinde kaldı! AK Parti hükümetinin 2002 senesinin sonunda devraldığı ülke ekonomisinin, kelimenin tam anlamıyla "İFLAS" hali sözümüzün vesikasıdır. Ülkemiz kaynakları öylesine soyulmuş veya soyulmasına göz yumulmuş, yani talan edilmiş ki, bunun neticesinde devlet ve milletçe gırtlağa kadar borç batağına batırılmıştık. Öyle ki, ülkemizin tüm gelirleri, borçlarımızın yalnızca faizinin yüzde 98'ine tekabül ediyordu. AK Parti iktidarı hırsızlıkları önledi İşte AK Parti iktidarı, sadece hırsızlıkları önlemek ve tasarruf yapmakla, 4.5 senedir yara sararak ülkemizi bu günkü konumuna getirebilmiştir. Bu günkü durum, elbette çok mükemmel değildir. Ama, ülke borç sarmalından kurtularak millete önemli oranda nefes aldırılmıştır. Ülkenin dört bir yanında başlatılan duble yollarla TOKİ'nin başlattığı konut hamlesi ile ülkemiz adeta şantiyeye dönmüştür. İnşaat hamlesi, çok iyi düşünülmüş ve tatbik mevkiine konulmuş bir projedir. Her iki projenin arkasında bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan var. Gün be gün tüm gelişmeleri kontrol edip işleri yönlendiriyor. Onlarca senedir bitirilemeyen ve hatta terkedilmiş projeler bu iktidar döneminde, çok kısa bir sürede bitirilerek milletimizin hizmetine sokuldu. Bütün bunlar yapılırken, ülkemizin belirli bölgeleri; şimdiye kadar hep olduğu gibi ihmal edilmedi. Hizmetler yurdun dört bir bucağına serpiştirildi. Milletimiz, kendisine yapılan iyi şeyleri de kötü şeyleri de çok iyi görür ve değerlendirir. 1967 Varto depreminde evleri yıkılan vatandaşlarımıza, devlet tarafından konut üretilip verilecekti. Aradan tam 40 sene bir o kadar iktidar gelip geçti; evler yapılmadı. Konutları yapıp, ilgililere (belki de torunlarına) teslim etmek bu iktidara nasip oldu. TÜSİAD'ın eli taşın altında Peki AK Parti iktidarı bunca yaraları sarıp, onca hizmeti nasıl üretebildi biliyor musunuz? Bu sualin tek bir cevabı vardır; o da tek başına iktidar yani siyasi istikar sayesindedir. Şayet AK Parti, tek başına iktidara gelmese ve ondan önce olduğu gibi; ülkemiz yeniden koalisyonlara mahkum olsa idi, bu hizmetlerin hiç birisi olmayacaktı, olamayacaktı. Hatırlayın sevgili okuyucularım; erken seçim teraneleri yapılırken TÜSİAD, hükümetin yanında yer alınca mahut çevrelerce eleştirilmişti. TÜSİAD'ın eli taşın altında; vaktiyle neler çektiğini biliyor. Dolayısıyla bu günkü istikrarın kıymetini yine en iyi kendileri biliyor. Özellikle sol çevreler ve muhalefettekiler bu memlekete taş üstüne taş koymadıkları için, daha doğrusu üretmenin ne olduğunu bilmedikleri için, elbette eleştirecekler. Zira onlar devletin verdikleri ile geçinmeye alışmışlar; sırtlarında yumurta küfesi de yok! Her kap içindekini sızdırır; elbette eleştirecekler ve tabiatları gereği yıkıcı muhalefet yapacaklardır! Kaybedecekleri ne var ki?!