Son günlerde üst üste kamuoyu araştırmaları yayınlanıyor. Belli ki, bunların hemen hepsi de, belirli merkezlerden yönlendirmeli ve belli amaçlara matuf! Görüntülü ve yazılı basınımız da zaten eskiden beri bu tür olaylara açık ve hatta amade ve teşnedir. Mal bulmuş Mağribi gibi bunları yayınlıyorlar; üzerlerinde uzun uzun yorumlar yapıp, konuşuyor ve yazıp çiziyorlar! Burada, her zaman olduğu üzere tek güvendikleri husus, milletin unutkanlığıdır! Çünkü; onlar da çok iyi biliyor ki, ma'şeri hafıza bir olayı ancak 20-23 gün arasında düşünüp mütalaa edebiliyor; bu günden sonra ise tamamen unutuveriyor! Hele bizim gibi toplum mühendisliğinin ayyuka çıktığı ülkelerde, toplum öylesine sık aralıklarla manipüle edilip yönlendiriliyor ki, benim diyen hafıza, neredeyse aynı günün sabahı yediğini unutuyor! Bir kere bu kamuoyu araştırmalarını kimin veya kimlerin yaptırdığına bakmak lazım! Bayağı masraflı bir iş çünkü.. Bu paraları kim veya kimler ne adına veriyor?! Yani, bu işte gerçek amaçları ne? Ayrıca, bu iş öyle sıradan; gelişigüzel yapılamaz. Son derece tarafsız ve bilimsel temellere dayandırılmalıdır! Bu işte denekler çok önemlidir; hem kalite ve hem de kantite bakımından.. Kimlere ve kaç kişiye sorulmuştur? Sorulan sorular da, aynı derecede önem arzeder. Yönlendirmeli sorudan objektif sonuç alınamaz! 83 seçimlerinin öncesini bir hatırlayın! Toplum, askerî rejimle âdeta hizaya sokulmuş; askerlerin belirlediği kişi ve partilerin seçimlere girebildiği; demokrasi adına netameli günler!.. O günlerde yapılan bütün kamuoyu araştırmaları Turgut Sunalp'in MDP'sini birinci parti, tek başına iktidar olarak gösteriyordu! Bu anketlerde Turgut Özal'ın ANAP'ının ise esamisi bile okunmuyordu! O günlerin bütün gazeteleri ve devlet elindeki tek televizyon olan TRT ekranları, Turgut Sunalp'i Başbakan ilan etmişlerdi bile! Yayınlanan bu anketlere göre havaya giren Turgut Sunalp de, Bakanlar Kurulu'nu teşkil etmekle meşguldü! Seçimler yapıldı; sardıktan tek başına Özal ve ANAP çıktı! Şimdilerde yapılan araştırma sonuçlarına göre de, AK Parti birinci ama; onu zorlayan Derviş'li CHP ikinci parti konumunda. Diğer bütün partiler ise barajın altında! Burada güdülen amaç belli; AK Parti korkusu salarak, milleti onun karşısındaki tek bir partiye, CHP'ye yönlendirmek! Daha önce, Derviş'siz yapılan ankete göre; CHP 'nin oyları 8.5 dolaylarında iken, Derviş'li CHP'nin oyları 18'lere tırmanıyor! Yani Kemal Derviş tek başına CHP'ye, CHP'nin oylarından daha fazla oy katmış! Bir yandan CHP'yi şişirelim derken, diğer yandan hakaret ettiklerinin farkında değiller! Sadece bu durum bile, bu anketlere ne denli ihtiyatlı yaklaşılması gerektiğinin resmidir! Burada çok önemli bir hususu, hem o anketçilerin ve hem de sevgili okuyucularımın dikkatine sunmak isterim. Bakınız; yalan yanlış bütün anketler AK Parti'yi ister istemez birinci parti gösteriyor. Oysa bu parti daha dün kuruldu; henüz kongresini bile yapamamış! Peki, bu partiye olan bu büyük teveccühün sebebi nedir? Tek kelime ile 'GÜVEN'dir! Güvenin yegane şartı ise, dürüst olmak ve her hâlükârda milleti aldatmamaktır. Oysa bütün bu anketler gösteriyor ki, birileri hâlâ milleti aldatabilmenin peşinde! Kazın ayağının hiç de öyle olmadığını ve milletin neye göre oy vereceğini ve bütün bu anketlerin nasıl aksine tesirler doğuracağını yarınki yazıda kaleme alacağız!