İnsanlık, uzun süredir aramakta olduğu belaları buldu galiba! Bunlardan birincisi ve en önemlisi; tek süper güç konumundaki ABD'nin başına kovboy asıllı George W. Bush'u seçip getirmesi ve ikincisi de; yüzde 60'lık bir katılımla da olsa, İsrail'in başına insan kasabı Şaron'u getirmesidir. Şaron'un tankları Ramallah'a girdiğinde Bush tatildeydi!.. Tatilini kesmeyi aklından bile geçirmedi ve; Teksas'ta bulunduğu çiftliğinden mahut açıklamasını yapmakla yetindi. Sadece bu hal bile Bush ile Şaron'un ne denli danışıklı dövüş içinde bulunduklarını açıklamaya kafidir. Bush'un olaya yaklaşımı ve tutumu yaptığı talihsiz açıklamadan bellidir. Abluka altına alınmış, kendi can emniyetini sağlamaktan aciz Arafat'tan terörist (!) örgütlerin faaliyetlerini durdurmasını; sivil ahali üzerine vahşi devlet terörü uygulamakta olan İsrail'i ise, bu yaptıklarından dolayı haklı ve meşru müdafaa yapıyor şeklinde değerlendirmesi; meydana getirip, sahiplenip övündükleri milenyum medeniyetinin adaletinin tipik göstergesidir! Bakınız; bu İsrail, kurulduğu 1948 senesinden beri, bir türlü kabına sığamadı ve devamlı suretle topraklarına toprak kattı. Oysa; kendisinin sahiplenip işgal ettiği topraklar da, aslında Filistinlilerindi. İsrail'in bu tavrı, dağdan gelip bağdakini kovmaktı. Filistinliler 50 senedir, öz yurtlarından kovulmuş; komşu ülkelerde mülteci konumundadır. Bunların sayıları 1.5 milyonu bulmaktadır. Filistin'in topraklarının yüzde 67'si İsrail işgali altında bulunmaktadır. Ve, bütün buralara İsrail, Yahudileri yerleştirerek iskana açmıştır. İşte bu beğenmedikleri Arafat, Oslo Antlaşmasıyla; ilk defa olarak İsrail'in varlığını tanımış ve tabir caizse, işgal altındaki Filistin topraklarını İsrail'e peşkeş çekmiştir! Bu yüzden Arafat, Filistin davasına gönül veren ve bu uğurda çarpışan çeşitli örgütler tarafından hain ilan edilmiştir. Ama, Arafat'ın; barış için ve kanın durması için bunca tavizkâr davranışları bile para etmemiş; İsrail halkı Şaron'u seçerek barış sürecini durdurmuş ve bölge yeniden kana bulanmıştır. Halbuki, aynı Oslo Antlaşması muvacehesinde İsrail de, Filistin'i devlet olarak tanıyacaktı. Tanımadığı gibi; tamamen Arafat'ın etki alanı dışında akıtılan kanı durdurmak gerekçesiyle; kanı kanla temizleme (!) ameliyesine girişmiştir. Bu, son derece akılsız bir davranıştır. Böylelikle, kaybedeceği hiçbir şeyi kalmamış olan bütün bir Filistin halkını canlı bomba olmaya itmiştir. Şu anda ve belirli bir süre zarfında İsrail'in kısmi bir zaferinden söz edilebilir. Ancak uzun vadede bunu söyleyebilmek safdillik olur. İsrail'in işgali, ilanihaye devam edemeyeceğine ve 3.5 milyon Filistinliyi de kesemeyeceğine göre; giriştiği işin sonunu iyi düşünmelidir! İsrail, barış için Arafat fırsatını kaçırdı. Aklı sıra, Arafat'sız Filistin'i yutacak! Babasız bıraktığı hangi Filistinli, İsrail'e iyi rüya görür ve Arafat'tan daha ılımlı olabilir?