Kanun devleti-hukuk devleti

A -
A +

Uzun tutukluluk süreleri; vicdanları sızlatmasının yanında içeride ve dışarıda ülkemizin imajını zedelemektedir. AİHM'nin hakkımızda vereceği kararları, uygulayacağımızın taahhüdünde bulunmamıza ve bunun gereği olarak milyonlarca dolarlık cezaları ödememize rağmen; hukuktaki aymazlığımızı hâlâ sürdürmekteyiz! Cumhurbaşkanından sokaktaki en sade vatandaşa kadar; mevcut darbe anayasasının milletimize yakışmadığını ve bu anayasa ile 2023'te hedeflediğimiz; dünyanın en büyük on ekonomisinin arasına giremeyeceğimizi sürekli dillendirmekteyiz. Kanun devletinden kurtulup, bir an önce hukuk devleti normlarına kavuşmalıyız. Bunun için de öncelikle mahkemelerin önündeki ağır iş yükünü hafifletmemiz gerekiyor. İş yükünü hafifletmenin biricik şartı, fikir ve ifade hürriyetinin önündeki engelleri kaldırıcı ve uzun tutukluluk sürelerine son verici, yeni bir hukuk reformudur. Adalet Bakanı'ndan 4. Yargı Reform Paketi olarak ifadelendirilen düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesi; bu utançtan kurtulmamızın yegane şartıdır. Yalnızca fikir ve ifade hürriyetini ihlalden yargılanıp mahkum olan ve AİHM'nin önünde, ülke olarak cezalandırılmamızı bekleyen 3000'e yakın dosya mevcut! En az; mahkemelerde biriken ağır iş yükünün giderilmesi, AİHM nezdindeki binlerce dosyalık utanç tablomuzun ortadan kaldırılmasından da daha önemli husus ise; yargı insanımızdaki zihniyet meselesidir. Bu ülkede; hâlâ, 12 Eylül Anayasa Referandumu'ndan önceki 'hukukta ahbap-çavuş' ilişkilerinin özlemi içinde olanlar var ve bunların sayısı hiç de küçümsenecek gibi değil! Daha dün; Moğultay ve Oktay dönemlerindeki Adalet Bakanlığındaki aymazlıkları hatırlayın; binlerce hakim ve savcıyı atarken ortaya koydukları kriter hâlâ hafızalarda tazeliğini korumaktadır: '... Ne yani; MHP'lileri mi atamamızı bekliyordunuz?!.' Aynı zihniyet, yüksek yargıyı ve özellikle Anayasa Mahkemesi ile HSYK'yı 'al takke ver külah' konumuna sokarak güdümlü hale getirmişti. Bu utanç tablosundan da zerre kadar hicap duymuyorlardı. Yargının tepesinde çöreklenmiş mahut zihniyet AK Parti iktidarlarına seneler senesi hakim ve savcı ataması yaptırmadı. Kendilerinin defaatle yaptıkları mülakatları başkalarına çok görüp; hukuksuz addettiler! Hem savcı ve hakim atamasına mani oluyorlar ve hem de; hakim ve savcıların azlığından ve mahkemelerin iş yükünün fazlalığından şikayetçi oluyorlar! Bu zihniyeti romanlaştıran Kemal Tahir 'Kurt Kanunu' diyerek vasıflandırmıştı; merak edenler, TRT'de bu diziyi izleyebilirler!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.