Kanun devletinde boğuşmak!

A -
A +
Hukuk devletinin temelinde demokratik bir anayasa ve bir o kadar da; özellikle yargı mensuplarının (hukuk insanlarının) zihniyetlerinin demokratikleşmesi yatar. Bugün itibariyle ülke olarak, bu ikisinden de mahrumuz.
Demokratik anayasa ve; şu veya bu kesim insanımızdaki demokratik zihniyet demek; millete güven, milletin seçtiklerine itimat ve onların iktidarını muktedir kılmaktır. Yani, halkın gerçek iktidarını temin etmektir. İşin garabetine bakın ki, halkın gerçek iktidarını başta Halk Partisi olmak üzere, diğer muhalefet partileri istememektedir!
Normal demokrasilerde bu işleyiş tam tersidir; yani, muhalefet partileri bu girişimleri yapar, iktidar partileri engellemeye çalışır. Ama dedik ya, burası Türkiye'dir ve burada 'eşeğe tersten binilir'!
Anayasa Uyum Komisyonu'nca, dört partinin ittifakıyla yazılmış olan 60 madde, Meclis'e getirilmek istendiğinde; yine aynı muhalefet partileri yan çizdiler. 82 Anayasası'na 'darbe' anayasası demelerine rağmen, milleti o anayasa ile idareye mahkûm etmelerini ne ile izah edebilirler?! Zira, 'aynası iştir kişinin..!'
En son yapılan şu 'yolsuzluk operasyonu'na bakın; bir işlem yapılıyor; bu işlemi yapanların her kademedeki amirlerinin bu işten haberi yoktur! Bir yandan, kimseye haber vermeden operasyon yapacaksınız; diğer yandan da (soruşturmanın gizliliği esas olmasına ve onu faş etmek suç teşkil etmesine rağmen) onu medyaya servis edeceksiniz!
O medya da, onları çarşaf çarşaf yayınlayacak. Böyle başa, böyle tıraş deyip geçebilir miyiz? O vakit; orada hukuk devletinden bahsedemezsiniz. Başbakana, bakana, valiye, emniyet müdürüne; kısaca amirlere ve seçilmiş yöneticilere rağmen, operasyon yürütürseniz; demokratik devletten bahsedemezsiniz. Orada devlet içinde devlet var demektir!
Evrensel olmasına rağmen, hukukun prensipleri karşısında toplum; 'bizim insanımıza yapılmadı diye' ikiye bölünmüş durumda!
Dün siyasette; benim partim kazandıysa yaşasın demokrasi; kaybettiyse kahrolsun demokrasi! Bugün; benim insanıma operasyon yapıldıysa kahrolsun bürokratik oligarşi; karşımdaki insana yapıldıysa yaşasın bürokratik oligarşi!
Bu absürt durum, bizi ne demokratik bir ülke ve ne de hukuk devleti yapar.
Memur ve bürokrat, seçilmişlere bilgi vermeden icraat yapıyorsa; onlara güvenmiyor demektir ve bu güvensizlik, gerçekte milletin ta kendisinedir. O halde; demokrasicilik oynamadan bu sistemin adını koymak gerekir!
Bir vesayetten öbürüne yuvarlanmaya kimsenin niyeti olmasa gerektir!
Varsa da, gereği yapılmalıdır. Zira; 'ya devlet başa, ya kuzgun leşe!'
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.