Karar milletin

Bu anayasa değişikliği girişimi turnusol kâğıdı misali oldu. Millet için olanlarla, millete rağmen olanlar gözler önüne serildi. Başlangıçta muhalefet, sureti haktan gözükerek; temel hak ve hürriyetler millete götürülmez dediler. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bunlara cevabı; 'doğru, bunlar doğuştan olan haklardır. Biz bunları millete götürmüyoruz. Böyle yapmakla, milletin temel hak ve hürriyetlerini anayasal teminat altına alıyoruz' oldu. Muhalefet partilerinin üçü de (CHP-MHP-BDP) bu şereften nasiplenemedi. AK Partili vekiller kenetlenerek blok oldular, gecelerini gündüzlerine kattılar; muhalefetin her türlü hakaret ve iftiralarına sabırla karşılık vererek tarih yazdılar. Milletten aldıkları emaneti saygıyla muhafaza edip; ona en ufak bir halel getirmeden; son karar için yeniden milletin önüne getirdiler. Demokrasi varsa; onun olmazsa olmazı elbette millet vardır. Demokrasilerdeki siyasi partiler, milletin emanetçileridir. Millet adına ve millet için icra-i faaliyette bulunurlar. Bizdeki muhalefet partilerindeki idrake bakın ki, hem milletten kaçıyorlar ve hem de milletten kaçırmaya çalışıyorlar! Başbakan'ın işaret ettiği üzere; muhalefet böyle yapmakla kendilerini inkâr ettikleri yetmezmiş gibi bir de milletin kendilerine verdiği emaneti inkâr ettiler. Doğrusu bunlar milletle nasıl yüzleşecekler? Muhalefet partileri özellikle CHP milleti, hâlâ bıraktığı yerde; 1940'lı yıllarda zannediyor! Yanıldıkları şey, milleti de kendileri gibi zaman tünelinde kaldı zannediyorlar! Onlar hâlâ, millet rüştünü ispatlayamamıştır, idraksizliğinin içinde... Bundan dolayı da, vesayet anayasalarının üzerine âdeta titriyorlar. Milletse, asla vasi tanımıyor ve ayaklarına takılan bu prangalardan bir an önce kurtulmak istiyor. Bu tarihî fırsatı ilk defa, bu referandumla yakaladı ve milletimiz bu sorumluluğun altından; hemen her seçimde olduğu gibi yüzünün akıyla çıkacaktır.