Kerkük'te ateşle oynanıyor

A -
A +

Türkiye'miz coğrafi ve stratejik konumu hasebiyle, bölgesinde belirleyici olmak durumundadır. Bunun için de, her türlü tehlike ve tehdide karşı koyabilecek ve güvenliğini teminat altına alabilecek güçte olmak zorundadır. Kırk bin cana ve milyarlarca dolara malolan terör belasını hep komşularımızın hasmane tavır ve eylemleri yüzünden çektik. Genç Cumhuriyetimizi kurduğumuz günden beri, komşu ülkelerimizle sürekli sorunlar yaşadık. Zaman zaman savaşın eşiğine geldik. Karşılıklı bu denli hasmane tavırlar sebebiyle, tabii olması gereken sınır ticaretini bile yapamadık. Dünya üzerinde sınır ülkelerinden tecrid edilip de yaşayabilen ve bu şekilde de olsa kalkınmasını temin edebilmiş tek bir ülke vardır. O da İsrail'dir. Onun da arkasında hangi destekle bu işi başardığı malumdur. İlk defa mevcut iktidarla yani AK Parti hükümetiyle komşu ülkelerimizle barışı kuvveden fiile çıkarabildik. Düne kadar kanlı-bıçaklı olduğumuz sınır komşularamızla bugün oturup pekala ticaret yapabiliyoruz. Birbirimize rahatlıkla gelip gidebiliyoruz. Kan ve barut ortamında seçimler Türkiye'miz "muasır medeniyeti" yakalayabilmek için yönünü Batı'ya çevirdi ancak, bu demek değildir ki, Batı'nın dışında bütün dünya ile küs olacağız. Bilakis, çok yönlü politikalarla her ülke ile iyi geçinmek zorundayız. Ülkeler arasında karşılıklı menfaatler söz konusu olduğuna göre, bu menfaatleri iyi geçinmeden ve münasebete girmeden elde etmenin imkan ve ihtimali var mıdır? Şahsiyetli dış politikayı, ancak güçlülüğünüz oranında yerine getirebilirsiniz. Güney-Doğu komşumuz Irak'ta bilinen sebeplerden ötürü kan gövdeyi götürmektedir. Ve bu kan ve barut ortamında seçimlere gitmektedir. Seçimlerin ne getirip ne götüreceğini hep beraber göreceğiz! Türkiye'miz için en netameli bölge Kuzey Irak'tır. Bu bölge başta ABD olmak üzere, Batı desteği ile şimdilik Kürtlere verilmiş durumdadır. Bağımsızlık sevdasına tutulmuş Kürtler ise, akıl almaz davranış ve uygulamaları ile bölgeyi barut fıçısına çevirmişlerdir. Bin yıllık Türk yurdu olan Kerkük'e binlerce Kürt aileyi yerleştirerek buranın Kürt yurdu olduğunu ilana cüret etmekteler. Seçimleri de bu şekilde yapmak istemekteler. Asla meşru olmayacak bu seçimlerin sonucu, istenmeyen olayları, bir iç savaşı ateşleyebilecektir. Türkiye'mizin güvenliğini yakından ilgilendiren bu durum karşısında; oturup olayları seyretmemiz bizden beklenemez. O ateşin içimize sıçramasına asla müsaade edemeyiz. Ayrıca, aynı bölgede meskun bulunan Türkmenler'in, Türkiye'den başka dayanakları yoktur. Saddam döneminde Kerkük'ten yüz bin dolayında Kürt -Türkmen tehcir ettirilerek başta Bağdad olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerine yerleştirildi. Üç yüz elli bin Kürt yerleştirildi Şimdi, bu durumu telafi etmek için, Kerkük'e üç yüz elli bin Kürt kökenli yerleştirilip, bunların seçimlerde oy kullanması sağlanacak. Bu, ne demektir? 1950 senesinde Türkmenlerin lehine olan nüfus oranı, Saddam'ın ve bugünkü yöneticilerin gayretleri ile önce Arapların, en sonunda da Kürtlerin lehine çevrilmiş durumda! Başta Türkiye'miz olmak üzere tüm bölge ülkelerini tehdit eden bu oluşuma, Irak'taki koalisyon güçleri seyirci kalmakta ve göz yummaktalar. Bu durum ise, Irak'ta beklenen barışı engelleyeceği gibi, çok daha kötü oluşumlara; tüm bölgeyi sarabilecek ateş ortamına sürükleyebilir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.