Şimdi izler de birbirine karıştı! Kimin ne olduğu belli değil! Milliyetçiliğe, son zamanlarda bir de ulusalcılık eklendi! Yalnız ulusalcılar mı; daha düne kadar karşıt gruplarda gözüküp, birbirleriyle kanlı-bıçaklı olan (!) bir sürü grubun, gerçekten can-ciğer-kuzu sarması oldukları görüldü. Peki, o halde; bunca zamandır milleti kamplara bölüp birbirine kırdırmanın manası ne idi? O vakitler birbirlerine düşman bilinip milleti kamplara bölenlerin, şimdilerde kol kola girmesini millet nasıl anlayacak?! Milliyetçi-ulusalcı; aynı hamasetin peşinde takılıp milletin gözünün içine baka baka bu milleti aldatmaya çalışan mahut zihniyetlere dikkat edin; hemen hepsi vatan-millet edebiyatı yapıp, suret-i hakdan gözükürler. Zaman tünelinde kalan bu tipler asla zamanı (çağı) okuyamazlar. Bu yüzden, kendi geleceklerine ve milletlerine karşı en büyük kötülüğü yaparlar. Ne yazık ki; bunların kahir ekseriyeti saf Anadolu çocuğudur. Gerçek milliyetçilik uğruna bu nâdanların peşine takılmışlardır. Yalanla- dolanla, hamasetle karın doyuyor mu, sevgili okuyucalarım? Gerçek milliyetçilik, millete hizmetle, milletin değerlerine sahip çıkmakla, miletini, milletler topluluğunun şerefli bir üyesi yapmakla anlaşılmaz mı? Peki, bunların yaptıkları nedir? Millete hizmet etmek isteyenlerin önünü kesmekle nereye varılmak isteniyor? Merhum Özal'dan sonra; senelerimiz boşa geçti. Onca sene sonra, mumla aradığımız siyasi istikrara kavuştuk. Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar sağlanabilir mi? Tam işimizi, aşımızı artırmaya uğraştığımız şu dönemde, birileri ön kesip; milletimizi yeniden o karanlık günlere geri götürmek istiyor! Türk toplumunu yeniden kaotik ortamlara sürüklemek isteyen bu nâdanlar, gerçekte milliyetçi veya ulusalcı olabilirler mi? Kendi milletinin işine, aşına ve şerefine musallat olanlara ne denir? Onu da siz söyleyin sevgili okuyucularım!..