Komşu ile iyi münasebet

A -
A +

Türkiye'miz oldu olası, bir türlü komşuları ile iyi münasebeti tesis edemedi. Bu hususta elbette kabahat bizim değildi, zorla da güzellik olmayacağına göre, olan bize ve onlara oldu. Hep birlikte sıkıntılar yaşadık. Birlikte sıkıntılar yaşadığımız komşu ülkelerin başında; en uzun sınır komşumuz bulunan, güneydeki Suriye geliyor. Özellikle GAP projesini gerçekleştirmeye başladığımız günden beri, Suriye bize karşı hasmane tavrını, artırarak sürdürdü. Hiçbir cürmü olmamasına rağmen, dış desteklere, özellikle Rusya'ya güvenerek, Türkiye'ye açıktan düşmanlık yaptı. Bölücü örgüt PKK'ya kucak açtı, PKK militanlarına yer vererek onları eğitip üzerimize saldı. Bölücübaşını, seneler senesi bağırlarında himaye ederek beslediler. Bütün bu hasmane davranışların bize nelere mal olduğu cümle âlemin malumudur. Asırlar boyu; et-tırnak misali kardeşane bir hayat süren bu iki akraba ülkenin halklarının birbirlerine karşı asla bir art niyeti ve düşüncesi yoktu. Suriye, Arap milliyetçiliği üzerine kurduğu siyasi sistemi ile okullarında Türk düşmanlığını olabildiğince işlediler. Böylece kendi nesillerini de birbirlerine düşman ettiler. Öyle ki, orta yaş ve üstü nesiller Türklere hayranlık duyarken, genç kuşaklar Türk düşmanı olarak yetiştirildi. Anladığı dilden konuşmak! Birbirleriyle akraba olan bu iki komşu arasındaki sınıra mayın döşenerek her türlü münasebet kesildi. Münasebetlerimizin düzelmesi için Türk tarafı gerekli adımları attı, merhum Özal ve Süleyman Demirel, Suriye'yi ziyaret ederek zemin yoklamış ancak karşı taraftan en ufak bir yaklaşım görememişledi. Burada bir eksikliğimizi; daha açık ifadesiyle bir hatamızı vurgulamakta fayda var. Türkiye olarak, özellikle, Sovyetlerin yıkıldığı doksanlı yıllardan itibaren, Suriye ile anlayacağı dilden konuşmadık! Şifahi müzakerelerle ve bu müzakerelerde verdikleri sözlere kandık! On yıla yakın bir süre ülkemizde çok kan aktı; ülkemizin zaten kıt olan imkanları terör belasına harcandı. Nitekim Atilla Ateş Paşa, Hatay'dan gürleyince Suriye yelkenleri derhal suya indirdi ve bölücübaşını ülkesinden çıkarmak zorunda kaldı. Suriye'nin anladığı bu dili neden on yıl önce kullanmadık? Doğrusu bu durumu anlayabilmiş değiliz! Bunda gelmiş geçmiş siyasilerin vebali yok mudur? Bu durumu istikbalin tarihçileri elbette yazacaktır! Bugün gelinen noktada ise; Suriye'de oğul Esad iktidardadır. Babasından devraldığı ülkesi hiçbir bakımdan iç açıcı değildi. Yapılan onca düşmanlıklardan kendi yanlarına da bir şey kalmamıştı. Beşar Esad, bütün bunları görmüş gibi davranıyor. Türkiye ile yeni bir sayfa açmak istiyor. Türkiye, kendi büyüklüğüne yakışan tavrını eskiden olduğu gibi, bugün de aynen sergilemektedir. Ancak, bu devrede köprülerin altından çok sular aktı ve bölgemizdeki siyasi konjonktür tamamen değişmiştir. ABD, Genişletilmiş Büyük Orta Doğu projesini uygulamaya başlamış; bu cümleden olarak; Afganistan'la Irak'ı işgal etmiş ve sıranın Suriye ile İran'da olduğunu dillendirmeye başlamıştır. Sovyetler dağılıp, Suriye'den desteğini çektikten sonra; cascavlak ortada kalan bu ülke, İsrail'le olan olumsuz münasebetleri yüzünden ABD'nin hedefi seçilmiştir. Bu konjonktürde Suriye'nin Türkiye'den başka tutunacak dalı kalmamıştır! Stratejik ortaklık teklifi Her iki ülkenin devlet ve siyaset adamlarının seneler senesi yapamadığını şartlar gerçekleştirmiştir. Bir anda aramızdaki problemler ortadan kalkıyor; su ihtilafı çözülüyor, sınırdaki mayınlar temizleniyor, bu yerler ortak tarıma açılıyor... Daha da önemlisi; Suriye, Türkiye'ye stratejik ortaklık teklif ediyor! Türkiye'miz her zamanki vakarıyla, meselelere serinkanlılıkla eğiliyor. Dostluğun, kardeşliğin ve komşuluğun gereğini yerine getirmeye çalışıyor. Dün hayırda bir araya gelemeyen Türkiye, Suriye, İran; kendilerini tehdit eden Kuzey Irak'taki Kürt oluşumu karşısında ister istemez ortak strateji belirlemek zorunda kalıyor! Bu durumun da nereye kadar ve nasıl götürülebileceğini hep beraber göreceğiz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.