Kritik eşik: 17 Aralık

A -
A +

Kim ne derse desin; Türkiye, 17 Aralık'ta tarih alacaktır. Avrupa, ülkemizi birliğe asil üye olarak dahil edebilmek için müzakere sürecini başlatacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Müzakere sürecinin başlatılma şartı, bilindiği gibi sadece Kopenhag siyasi Kriterleridir. Bu kriterleri de Türkiye'miz yerine getirmiş bulunmaktadır. Kopenhag Kriterleri doğrultusunda, yerine getirmemiz istenen en son üç kanun maddesi kaldı ki, bunlar da 17 Aralık'a kadar çıkarılmış olacaktır. Bunlardan Ceza Muhakemesi Yasası komisyondan geçti. Diğerleri de (cezaların infazıyla ilgili) komisyona gönderildi. Görüldüğü gibi anılan bu kriterlerde Kıbrıs'ı tanıma gibi bir şey asla söz konusu değildir. Denirse ki; Güney Kıbrıs zaten AB üyesidir. Türkiye, içine girmek istediği bir oluşumu tanımamazlık yapabilir mi? Elbette yapamaz ama; bunun da belirli şartları vardır! Artık bütün dünya biliyor ki, Türkiye ve KKTC Kıbrıs'ta çözüm aramaktadır. Bu uğurda da samimi gayretler göstermiş, çok önemli adımlar atmıştır. Herşeyden önce Annan Planı'nı desteklemiş ve bu plana referandumda "evet" demiştir. AB birşey söyleyecekse... Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise, beklenilenin aksine, olumsuz tavır takınmış ve planı reddetmiştir. Şu halde, AB birşey söyleyecekse, Güney Kıbrıs'a yani Rumlara söylemelidir! Kıbrıs'ın bütününde adil ve makul bir çözüm olmadan; tek başına Güney Kesimi'nin tanınması nasıl mümkün olabilir? Bu durumda Türkiye ve KKTC elindeki tüm kozlarını kaybetmiş olmaz mı? Haddi zatında AB, Güney Rum Kesimi'ni uluslararası anlaşmalara (Londra-Zürih) aykırı olarak birliğe dahil etti. Aynı suça, şimdi bizi de ortak etmek istemektedir! Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da işaret ettiği gibi; AB, Kıbrıs'la ilgili olarak her hangi bir dayatmanın içinde olamaz. Ayrıca; AB Taslak Raropu'nda yer alan; "Türkler için serbest dolaşıma kalıcı önlem" gibi bir hususu anlamak mümkün değildir. Avrupa insanının ve mallarının Türkiye'de ve Türk malının Avrupa'da serbest dolaşımını mümkün kılacaksınız ama, Türk insanının Avrupa'da serbest dolaşımını yasaklayacaksınız! Böyle birşeyin mantığı olabilir mi? Bunun için makul bir süre getirilebilir. Zaten müzakere süreci de bütün bunlar için işletilmektedir. Bu süre içinde, önce "tarama" yapılacak ve tüm uyumsuzluklar gözler önüne serilecektir. Ve, asıl iş ondan sonra başlayacaktır. Hem AB ve hem de bizim için en çetin müzakereler o vakit olacaktır. Kopenhag siyasi Kriterlerinin de bir bir yerine getirilmesi gerekiyor. Maastricht Kriterleri Ana hatları ile Maastricht Kriterlerine sahip olan ülkenin: -Enflasyon oranının, en düşük enflasyona sahip üç üye ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalamasını 1.5 puandan fazla geçmemesi, -Uzun vadeli faiz oranlarının, 12 aylık dönem itibariyle, fiyat istikrarı alanında en iyi performans gösteren üç ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmaması, -Bütçe açığının GSYİH'ya oranının, yüzde 3'ü geçmemesi, -Devlet borçlarının GSYİH'ya oranının, yüzde 60'ı geçmemesi, -Parasının, son iki yıl itibariyle diğer bir üye ülke parası karşısında devalüe edilmemiş olması gerekmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.