> New York Terör, insanlık tarihî kadar eskidir. Dün de vardı, bugün de vardır, yarınlarda da olacaktır. Her devirde mevcut olan terör, çap ve mahiyet açısından farklılıklar arz etmiştir. Düne kadar mevzii olan terör, vurduğu ülkelerin dışında dünyada kimseleri ilgilendirmediği gibi, birçok ülkeden himaye ve teşvik de görüyordu. Türkiye'miz son çeyrek asırda terörün çok acılarını çekti. Halen de çekmeye devam etmektedir. Türkiye, o vakitler yapayalnızdı ve ateş, düştüğü yeri yakıyordu. Dost ve müttefik olduğumuz ülkeler bile, bu konuda değil bize yardımcı olmak, hasmane bir tavır sergilemekten ve terör örgütlerine yardım etmekten çekinmiyorlardı. 11 Eylül'de ABD'deki ikiz kulelerin vurulması hadisesi terör için bir milat olmuştur. O güne kadar, terör konusunda kafasını kuma gömenler ve "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" diyenler de irkilerek ayıldılar. Milenyumla birlikte küreselleşen dünyamıza paralel olarak, terör de küresel mahiyet kazanmıştır. Bunun temelinde elbette haksızlıklar, adaletsizlikler, baskılar, zulümler ve gelir dağılımındaki korkunç uçurum halleri yatmaktadır. Ne demiş atalarımız; "biri yer, biri bakar; kıyamet orda kopar!" 'ABD dostumuz' Başbakan Erdoğan, New York'ta Dış İlişkiler Konseyi'nde yaptığı konuşmada, bir kez daha işaret etti ki; "... Dünya genelinde, gelişmiş ülkelerin askerî silahlanma konusunda harcadıkları para korkunç çaptadır. Tam bir trilyon dolar! Bu para, silaha değil de eğitime ve yoksul ülkelere yardıma gitseydi terör, bu günkü boyutlarda olur muydu?..." Terörün küresel mahiyet arzetmesiyle birlikte Türkiye'nin haklılığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Türkiye'nin karşısında olup, teröre destek veren ülkeler, "bumerang"ın kendilerine döndüğünü görünce saf değiştirmek zorunda kaldılar. Türkiye, bu durumu fırsat bilmeli ve elini çabuk tutmalıdır. Kuzey Irak'taki bataklık kurutulmadan Türkiye'ye rahat ve huzur yoktur. Bunun için de başta ABD olmak üzere Irak hükümetiyle ortak stratejiler geliştirmelidir. Başbakan Tayyip Erdoğan bu hususu da vurgulayarak; "ABD bizim dostumuz ve müttefikimizdir. İlişkilerimizde zaman zaman bozulmalar olmuştur. Bu iki taraftan da kaynaklanmıştır. Ama her iki ülke de bunları aşmayı başarmıştır. Bugün dünya küresel terörün tehdidi altındadır. Bunun için el birliği şarttır. Küresel terör, ancak küresel iş birliği ile yenilebilir. Biz dost ve müttefikimiz olan ABD ile ortak hareket etmek istiyoruz. Irak'ı terör örgütlerinin antrenman sahası olmaktan çıkarmak mecburiyetindeyiz. 'Terör bir fenomendir' Çünkü, bu durumun en ziyade zararı bizedir. Biz, içeride gerekli önlemleri alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Dışarıdaki terör için iş birliği şarttır. ABD ile Türkiye, küresel barış için amaç birliğine sahip iki ülkedir. ABD'nin yaklaşımlarını olumlu buluyoruz ama somut adım atmalarını bekliyoruz. Bu durumu Başkan Bush'la konuştum ve konuşmaya devam edeceğim. Türkiye, teröre karşı küresel iş birliğinin örneğini Afganistan'da verdi! Herkes elini taşın altına koymalıdır. Kimse, benim teröristim, senin teröristin diyerek, bunları iyi kötü diye ayırt etmeye kalkmasın. Terör, kimi, neyi nerede vuracağı belli olmayan bir fenomendir. Terörün dini, milliyeti olmaz.." dedi İşte New York'a geldik; Amerikan polisini ve alınan güvenlik önlemlerini yerinde gördük. Amerikan polisinin davranışı Türkiye'de olsa kızılca kıyamet kopar! Terörün dehşetini yaşamış ABD halkı ise kuzu gibi. ABD'de demokrasi yok mu? Var; hem de demokrasinin timsali addediliyor. Ona rağmen, can ve mal güvenliği herşeyin önüne geçiyor. AB sürecinde reformlarını yaparken belli ki, kantarın topuzunu biraz kaçırmışız. Yeni çıkarılacak Terörle Mücadele Kanununda bu eksikliklerin giderilmesini bekliyoruz...