Kurultay'ın ardından

A -
A +

Bizdeki Siyasi Partiler Kanunu, parti liderlerini adeta krallaştırıyor! Bu kanunu değiştirip, demokratik kılmadan, siyasi partilerimizin kendilerine çeki düzen vermeleri çok zor. Çünkü, hiçbir siyasi parti lideri ve onun etrafındaki kadrolar, kendilerini alaşağı edebilecek oluşumlara imkân vermez! Siz, istediğiniz kadar illerde demokratik seçimler yapın; halkın (tabanın) arzu ettiği insanları delege ve il parti yöneticisi olarak seçin; eğer bu seçilen zevat, genel başkanın hoşuna gitmiyorsa, onların yok farzedilmesi için iki dudağını bir kere oynatması kâfidir! Dolayısıyla, delege genel başkanın "kurşun askeri" şeklinde oluşuyor. Böyle bir delege yapılanmasının da, genel başkanı ve parti yönetimini değiştirebilmesi mümkün müdür? Milletvekilleri tabii delege!.. Milletvekilleri tabii delege konumunda.. O milletvekillerini ise genel başkan belirliyor! Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, bir siyasi partinin liderini devirmek ve onun dizayn ettiği kadroları, demokratik yollardan tasfiye etmek neredeyse imkânsız! Halkı, siyasi partiler üzerinde etkin kılmadan, onun katılımını sağlamadan; siyasi partilerin içinde demokrasiyi işletebilmenin imkânı olmadığına göre, bu durumun önünü açacak ve hatta zorlayacak şekilde bir Siyasi Partiler Kanunu yapmaktan başka çare yoktur. Lider, ne kadar seçim kaybederse kaybetsin; kendi arzusu ile istifa etmediği müddetçe, işgal ettiği koltuktan koparılamıyor. İstifa kelimesi de bizim liderlerin sözlüklerinde bulunmadığına göre... Son örneğini CHP'nin gerçekleştirdiği olağanüstü kurultayda gördük. Genel başkanlığa aday olabilmek için bile, delege sayısının beşte birinin oyu gerekiyor! Siyasi partiler böyle şirketleşiyor! Lider ve etrafında oluşturduğu bir avuç yönetim kadrosu, halktan ve partililerden kopuk olarak siyaset yapmaya çalışıyor! Ömürlerini partilerine vermiş insanlar, liderin istememesi halinde, partisinden koparılabiliyor. Partilerinin işleyişine bir türlü katılamayan partili ve halk, böylece partisinden ve siyasetten soğuyor. Direnenler ise, ancak mahkeme kararlarıyla partilerindeki üyeliklerini ve delegeliklerini sürdürebiliyorlar! Parti içi demokrasiye bu denli kapalı siyasiler mi ülkeye hak edilen demokrasiyi getirecekler? İşte CHP, bu durumu oldu olası anlamadı ve baskı ve dayatmayla siyaset yapılabileceğini zannettti. Böylece hem kendisine (partiye) ve hem de Türk demokrasisinin gelişmesine mani oldu. Siyasette insan yetiştirmenin zorluğu ortada iken, zar-zor yetişmiş olan kadroları da siz tasfiye ederseniz, kimlerle gerçek siyaset üretebileceksiniz? Halk bunları mı bekliyor? Üretemediğiniz ortada... Nitekim, Kurultay'da lider adaylarından; halkın dikkatlerini çekecek, onlara ümit verebilecek hiçbir projeden bahsedilmedi. Varsa yoksa; karalama, hakaret etme, komplo üretme ve olur olmaz şekilde önüne geleni suçlama... Bir siyasi partinin ve hele de kendisine sosyal demokrat süsü veren bir siyasi partinin kongresinde bunlar mı konuşulmalı? Ki, bu parti ana muhalefet partisidir; yani iktidarın alternatifi... Halk, bunları mı bekliyor? Bu küfür dolu tablolarla mı umutlanacak ve istikbale güvenle bakacak?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.