Lider farkı

A -
A +

Askerî vesayetin milletin üzerine bir kâbus gibi çöktüğü 28 Şubat 1997 'post modern' darbesi, o günkü REFAH-YOL iktidarına karşı yapılmıştı. O günkü koalisyon hükümetinin başbakanı Necmettin Erbakan'dı. Askerler tarafından kendisine 18 maddelik bir bildiri imzalattırıldı. MGK'nın bu tarihî toplantısı 9 saat sürmüştü. Her zaman olduğu gibi yine 'irtica', öcü olarak gösterilmiş ve bunun bertaraf edilebilmesi için; dinin ve dindarların üzerine gitmesi için, hükümete bir dizi kararlar dikte edilmişti... Erbakan Hoca, uzlaşmacı kişiliği ile bu metne imza koydu ama, düşüncesi bunları hayata geçirmemekti. Hoca'nın dik duramadığını tenkit edenler oldu. Dik durup imzalamasaydı ne olurdu? Türkiye kaosa sürüklenirdi ama; bu kaotik ortamdan bir kahraman çıkardı! Erbakan Hoca kendisine dayatılan ve imzalamaktan imtina ettiği hususları millete açıklayıp sine-i millete dönseydi; Tayyip Erdoğan'ın şimdilerde yakaladığı yüzde 50'lik başarıyı o gün yakalar ve kahraman olurdu. Erbakan Hoca, başka zamanlarda da ayağına gelen kahramanlık fırsatlarını kaçırmıştır. Kendisine (ülkenin Başbakanına) bir generalin p.k deyip küfretmesinden sonra ve o günkü bir kısım askerlerin Başbakanı istiskal edici sözleri ve tehditleri karşısında da dik duramadı. Sergilenen bu denli pespayelikleri basın toplantısı ile anlatıp, istifa edip millete gitseydi; yine kahramandı. Erbakan Hoca'nın sessiz kalması ve mahut MGK kararlarını tıpış tıpış imzalaması hiçbir işe yaramamış ve hükümetten alaşağı edilmiştir. Yani kendince yürüttüğü çok ince siyaseti yanına kâr kalmıştır! Zira uyumlu gösterdiği partisi de kapatılmıştır. Askerlerle el ele veren Demirel (Cumhurbaşkanı), askerlerin bütün bu dayatmalarını (kesintisiz 8 yıllık eğitim şartı dahil) yerine getirmek şartıyla, Başbakanlığı Mesut Yılmaz'a verdi. O da, on dört yaşından önce çocukların Kur'an ve din dersi almalarını yasaklayan (İçişleri Bakanı: Sadettin Tantan) kanun dahil; dayatılan tüm maddeleri yürürlüğe soktu. 9 saat süren bu MGK'dan tam 6 yıl sonra; bu kez Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu ve 7.5 saat süren 2003'teki MGK'da aynı mealde konular, bir tuğgeneralin pervasızca sunumu ile yapılınca; Tayyip Erdoğan askerin sesini keserek; 'Başbakan'la konuştuğunun farkında mısın?' ihtarıyla mukabelede bulunarak; diklenmeden dik durdu ve tarihî bir süreci başlattı. Asker son şansını; GK Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın bizzat kaleme aldığı 27 Nisan e-muhtırası ile denedi; AK Parti hükümetinden en sert şekilde cevabını alınca; pabucun pahalı olduğunu gördü! Her liderin bir yoğurt yiyişi vardır ancak; demokrasi dönemimizde (Menderes ve Özal hariç), Tayyip Erdoğan'dan önceki liderler, yoğurt yeme yerine, ne yazık ki kendileri yoğurt olup yenmişlerdir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.