Lübnan'a gitmeli miyiz?

A -
A +

Türkiye'mizin yurt dışına asker göndermesi yeni bir şey değil. 50'li yılların başında Kore'ye asker gönderirken de aynı sıkıntıları yaşadık! Kore nire; Türkiye nire idi? O günkü DP (Adnan Menderes Hükümeti) Kore'ye asker göndermekle Türkiye'yi NATO'ya sokabildi. NATO şemsiyesine girmemiz şarttı, zira kuzey komşumuz Sovyetler bizden Kars'ı ve Ardahan'ı istiyordu! 1990'lı yılların başından yani I. Körfez Savaşı günlerinden beri de aynı konuyu tartışıyoruz. Merhum Özal, sınır ötesi harekâtı çok istemesine rağmen, bunu başaramadı. Kendisine akla hayale gelmeyen iftiralar atıldı. Şu kadarını açıklayalım "Kürtçü!" bile dendi!.. "Tezkere"yi geçiremedik!.. Çok değil, aradan on sene geçince Özal'ın bıraktığı noktaya tekrar geldik. Talih, bir kez daha yüzümüze güldü. "Tezkere" olayı önümüze geldi. Bütün anlaşmaları yapmamıza rağmen (askerî, siyasî, sosyal ve ekonomik) ve tabiatıyla söz vermiş olmamıza rağmen, "Tezkere"yi Meclis'ten geçiremedik. O gün; başta Cumhurbaşkanı Sezer olmak üzere, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve AK Parti'li bazı bakanlarla birlikte birçok milletvekili, CHP ile beraber hareket ederek "Tezkere"nin geçmesine imkân vermediler. Muhalefetin o gün meydana getirdiği toz duman ortamı, elan devam etmektedir. Şöyle ki; güya o gün askerimizi Irak'a gönderseymişiz, gelecek tabutların hesabını hiç kimse veremezmiş! İşin tuhafına bakın ki bugün bile hâlâ bu şekilde düşünenlerimiz var. Halbuki, bütün bu anlaşmalar açıklandı; yazıldı, çizildi bile. Biraz insaf sahibi olanlar, açar okurlar ve görürler ki, Türk askeri asla savaşa gitmiyordu. Sadece Kuzey Irak'ta bir güvenlik şeridi oluşturacaktı. Şimdi orada, o güvenlik şeridimiz yok diye onlarca şehit verdik, vermeye de devam ediyoruz! Bu şehitlerin hesabını kim verecek acaba?!. Bakınız; aynı toz duman ortamı yeniden oluşturulmak isteniyor. Ve, deniyor ki, Türk askeri Lübnan'a giderse oradaki HAMAS ve Hizbullah gibi örgütleri silahtan arındırmak için uğraşacak ve gerekirse bu uğurda savaşacak! Hoppala!.. Etrafımız yeniden dizayn ediliyor! Görüldüğü üzere; Türkiye'mizin etrafı yeniden dizayn ediliyor. Biz istesek de istemesek de; yeniden şekillendirme devam edecek. Etrafımız yeniden şekillenirken, biz tribünde oturup seyredebilir miyiz? Avrupalı, Afrikalı devletlerin müdahil olduğu Lübnan'a biz, istesek de kayıtsız kalamayız! Birazcık tarih, coğrafya okuyan ve bölge haritasına göz atan, bölgenin Türkiyesiz şekillenemeyeceğini görür!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.