Mehmet Ali Bayar, Demokrat Parti geleneğinden gelen Nuri Bayar'ın oğludur. Nuri Bayar, Süleyman Demirel'in yakın dostu olup, seneler senesi Sakarya vilayetini Meclis'te temsil etmiştir. Demirel, Nuri Bayar'ın çocuklarına manevi babalık yapmış ve yi tahsil görmelerini sağlamıştır. Nitekim; her iki oğlunu da, Cumhurbaşkanlığı döneminde danışman olarak istihdam etmiş ve onların genç ve aydınlık fikirlerinden istifade etmiştir. Mehmet Ali, daha sonra hariciyeye intisap ederek ABD'ye gitmiş ve orada çiçeği burnunda bir diplomat olarak, başarılı bir şekilde ülkemizi temsil ediyordu. Evet; siyaset sürprizlerle doludur derler; hele de Türkiye'mizde! Türkiye'de siyasetin yeniden şekillendiği ve 50'ye yakın partinin kurulup seçimleri dört gözle beklediği böylesi netameli bir ortamda; Mehmet Ali'nin, görevinden istifa ettirilip ülkemize getirtilmesi ve tamamen arızı şartların ürünü olan DTP'nin başına geçirilmek istenmesi, insanımızın zihninde bir sürü istifhama sebep olmuştur. Evvela; niçin DYP değil de DTP? Öyle ya, Demokrat parti geleneği bugün DYP'de sürdürülmek istenmektedir. Mehmet Ali'nin siyasetteki iddiasının evvel emirde DYP'de sürdürmesi beklenirdi. DTP'de olmak ve aynı siyasi görüşleri paylaşıp DYP'nin karşısına çıkmak; zaten bin bir parçalı olan siyaseti daha da parçalamaktan öte ne mana taşıyabilecektir? Siyasetle uğraşanlar, ister istemez şu soruyu sormadan edemiyorlar: 'Acaba, birileri, Tansu Çiller'den ve DYP'den intikam mı almak istiyor?!' Sayın Süleyman Demirel, her ne kadar; benim bu işte bir dahilim yoktur, diyorsa da; çiçeği burnunda Mehmet Ali'nin, her hal, tarz ve davranışından Demirel'in yolundan gittiği ve onu taklit ettiği su götürmez bir gerçektir! DTP, Türk siyasetinde; 28 Şubat süreciyle birlikte mevcut hükümeti yıkan bir manivela olarak kullanılmış ve netice itibariyle ölü doğan bir parti idi. O günkü hükümeti yıkmaktan gayri bir fonksiyonu olamamş; bunun bedelini de, milletçe tasvip görmemekle ödemiş bir parti konumunda idi. DTP'de kurt siyasetçilerden Hüsamettin Cindoruk denenmiş olmamış; İsmet Sezgin denenmiş tutmamış; Süleyman Demirel'den partinin başına geçip aktif siyasete dönmesi istenmiş, kabul ettirilememiş.. Bütün bu olumsuzluklardan sonra, Mehmet Ali Bayar veya bir başkası bu partiye ve Türk siyasetine ne verebilir? Millete verilen bu ters ve yanlış imaj nasıl silinebilir? Seçimlerde böyle bir partinin şansı ne olabilir? Eskisi gibi tabela partisi olarak kalacaksa; siyasete büyük ümitlerle giren Mehmet Ali'ye ve kuracağı kadroya yazık değil mi? Bu bölünmüşlük ve darmadağınık siyasetle mi istikrarı yakalayabileceğiz? Siyaset, bir yerde hırs sanatıdır ancak, bu hırsın akılları örtmemesi gerekir!