Seçimle iş başına gelip, ülkesini yangın yerine çeviren ve başta kendilerine güvenenlerle birlikte bütün bir milleti anasından doğduğuna pişman eden hükümet, yani iktidar bizden başka dünyanın hangi diyarında görülebilir? Ve bu iktidar; milletin bütün kesimlerinin yeri göğü inleten haykırışlarına, inlemelerine ve; 'çekip gidin!' deyişlerine kulaklarını tıkamış, fil dişinden kulesinde milletin ensesinde boza pişirmeye devam ediyor! Bu iktidar partilerinin çözülmeyişlerinde ve hükümeti bırakıp gitmemelerinde iki sebep olabilir. Birincisi; biz ettiğimizi ettik. Bu milletin huzuruna çıkmaya ve ondan oy istemeye zinhar yüzümüz yoktur ve olamaz. Binaenaleyh, ne kadar iktidarda kalabilirsek ve günümüzü gün edebilirsek bizim için kârdır. Bizden sonrası tufan! Altta kalanın canı çıksın! Anlayışıdır! İkincisi ise, nasıl olsa bu millete şimdiye kadar, çeşitli vesilelerle dayatılmıştır. Yani, millet şerbetlidir! Millete ne verirsek, hangi zehirli reçeteyi tattırırsak tattıralım; almaya, tatmaya ve yutmaya (!) amadedir! Zaten iktidar alternatifimiz yok! Önümüzdeki seçimlerde de bizi seçmek ve iş başına getirmek zorundadır! İstedikleri kadar ahlanıp vahlansınlar! Acı patlıcanı kırağı çalmaz! Anlayışıdır! Bu ikisi de birbirinden kahredici anlayışları alın ve birbirlerine çalmadan önce iktidar partilerinin yüzüne çalın! Nihayet; iktidar ortaklarından ANAP'tan bazı haysiyetli sesler yükselmeye başladı! Basra şehri harap olduktan sonra da vukua gelse; bu seslere kulak vermek zorundayız. Zira, zararın neresinden dönülse kârdır! Partilerinden istifa eden milletvekilleri, milletin yüzüne çıkamadıklarını çıktıklarında da, suratlarına bir tükürülmediği kaldığından dem vurarak; milletin içine yuvarlandığı tek kelime ile cinnet haline daha fazla seyirci kalamayacaklarını beyan ederek bu kararı aldıklarını söylüyorlar. Heyhat ki; hükümet, başarısızlıklarını ve milleti canından bezdiren uygulamalarını unutturur (!) ümidiyle, çıkan savaşa mal bulmuş mağribi gibi sarılmıştır! Akılları sıra ardına saklanabilecekleri bir mazeret bulmanın sevinci içindeler! Hele; ABD, Afganistan'dan sonra bir de Irak'a vurursa, bizim iktidar partilerimizin ekmeğine yağ sürüldü demektir! Baksanıza; Mesut Yılmaz daha şimdiden, Irak'a vurmanın felaket tellallığını yapıyor! Bu iktidar partileri, ABD'den ithal ettikleri bakanıyla beraber, gerçekten şampiyondur! Çünki, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir iktidarın başaramadığını bu hükümet başarmıştır. Üst üste program deniyorlar, her birisi daha derin bir krize yol açmaktan öteye gidemiyor! Millete, Cumhuriyet tarihi boyunca olmadığı şekliyle kemer sıktırdılar; bunun için de enflasyonu (pahalılığı) düşüreceğiz dediler. Kendi hesaplamalarına göre, enflasyon yüzde 75, küçülme oranı ise yüzde 8. Savaşa giren ülkelerde bile, böylesi manzara az görülür! Ey iktidar partilerine mensup milletvekilleri! Daha ne bekliyorsunuz? ABD'nin Irak'a vurmasını mı? Milletin topyekun intiharını mı?!