Halkının muhalefetine rağmen, Dünya'nın öbür ucundaki Japonya, Irak'a asker gönderme kararı aldı. Türkiye'de ise, CHP'nin yıkıcı muhalefeti yüzünden; hayati önemi haiz milli konular bile, iç politikaya malzeme yapılıyor! Neymiş efendim; Türkiye'nin Necef çöllerinde dökülecek şehit kanına tahammülü yokmuş! ABD'nin yalan üzerine bina edip, işgal ettiği Irak'taki yanlışlıklarına biz Türkiye olarak destek olamazmışız! Ayrıca; yalnız Irak halkının değil, bütün Arap aleminin terörist eylemlerine Türk askerini ve Türkiye'yi hedef yapamazmışız! CHP, aynı sorumsuz muhalefet örneğini birinci 'Tezkere'de de sergilemişti. O vakit de, aynı yanlışı ve hatta yalanı, milletin gözünün içine baka baka söylemişti! 'Mehmetçiğin kanı satılık değil' diyerek; sorumsuz, hamasi, duygusal ve ucuz politika yolunu yeğlemişti! Sanki Türk askeri, ABD ve İngiliz askerlerinin yanında fiili savaşa gönderilecekti! Halbuki, o vakit dahi Türk askeri fiili savaşa katılmayacak; Irak'ta yeni bir oluşuma meydan vermemek ve Türkiye'nin güvenliği için orada olacaktı. Bile bile, bu durumu bilmezlikten ve görmezlikten geldiler ve başta Türk milleti olmak üzere; iktidarda bulunan AK Partili bir kısım milletvekillerinin de akıllarını çeldiler! Aynı oyuna bugün de devam ediyorlar! Dünyanın öbür ucundaki Japonya'nın kayıtsız kalamayıp asker göndermek kararı aldığı Irak'a Türkiye kayıtsız kalabilir mi? Irak'ın toprak bütünlüğü, evvel emirde Japonya'yı mı, yoksa Türkiye'yi mi ilgilendiriyor?! Türkiye'yi ilgilendirmiyorsa; yani Kuzey Irak'taki Kürt oluşumu ve PKK-KADEK terör örgütünün faaliyetleri, her hangi bir önem arzetmiyorsa; Saddam'ın gününden beri Türk askerinin orada işi ne idi?! Ve, el-an orada bulunan Türk askerinin varlığı lüzumsuz mu? O halde, neden hadiseyi çarpıtıyor; duygusal edebiyat yaparak Türk milletinin fikrini çelmeye çalışıyorsunuz? Neden; reel politiği görmüyor ve hayal dünyasında yaşıyorsunuz? Irak'a gönderilecek uluslar arası barış gücü ve bu gücün içinde yer alacak Türk askeri, oraya istikrarın temini ve yeniden yapılandırılması için gidiyor! Başka türlü Irak masasında yer alabilmenin ve söz sahibi olabilmenin imkan ve ihtimali var mıdır? Bakınız; orada bulunan Türkmenler Irak nüfusunun yüzde 10'unu teşkil etmelerine rağmen; Bağdat'ta oluşturulan Irak Yönetim Konseyi'nde gereği gibi temsil edilememektedirler! Her şeyleriyle Türkiye'ye bel bağlamış bulunan Türkmenlerin demokratik haklarını kim savunacak; bunlara kim sahip çıkacak? Irak masasında olmadan, bunları gerçekleştirmek mümkün mü? Masaya nasıl oturulacaktır; evinde oturarak kimseyi masaya davet etmezler! Bunca hatalarımıza rağmen, talih yüzümüze gülüyor ve bize yeni fırsatlar veriyor! Aman dikkat! Bu fırsatın kazası yoktur!