Menderes Ailesi, Türk demokrasi tarihinin kilometre taşlarından başlangıç hanesini teşkil eder. Milletçe; bu zeybek aileye çok şey borçluyuz. Zira onlar aile boyu, milletimizin hürriyet ve kalkınması için canlarını feda etmişlerdir. Millet sevdalısı Menderes Ailesi'nin tüm fertleri, milletini canından aziz bilmiş ve o uğurda da ölmüştür. Daha açık ifadesiyle; mağdur ve mazlum olarak "ölümsüz"lüğü tadarak, rütbelerin en yükseği olan şehadet makamına ulaşmışlardır. Baba Adnan Menderes'i; Başvekil makamında iken alaşağı edip; düzmece bir mahkeme ile, sözde ölüme mahkûm edenlerin hedefinde millet ve onun aziz değerleri vardı. Zira bu kavga, 1839'daki Tanzimat Fermanı ile başlatılmıştı. Bu meş'um fermanla oluşturulan askerî ve sivil bürokrasi; onları alkışlayan zamane şairi Şinasi'nin ifadesiyle: "...Padişah'a bile haddini bildirir senin kanunun..." diyebilecek kadar küstahlaşmıştı. Bu fermanın sonucu İttihat ve Terakki'yi doğurmuş; o da, Cihan Devletimizi batırmakla görevini tamamlamıştı. Cumhuriyet kadroları da gökten zembille inmemişti; mahut zihniyeti (bürokratik oligarşiyi) tevarüs ederek gelmişti. İlk ciddi demokrasi denemesini başlatıp başaran ve millete dönük on sene idarede bulunan başvekil Adnan Menderes; millete olan sevdasının ve hizmetinin bedelini, canını darağacında vermek suretiyle ödemiştir. Kara kalpli ve kara yüzlü aynı mahut bürokrasi; Zeybeğin ardından: "...Kızanlar, dört yandan, hep abandınız! Zeybeğin kanına ekmek bandınız! Zeybeğim; dünyayı aldın, götürdün! Bir öldün de, beni binbir öldürdün! Ağla, bir dinmeyen hasretle ağla! Zeybeksiz yolları gözetle, ağla!.." dizelerini yazan şairi bile, mahkûm sandalyesine oturtacaktı. Zalimler güruhu kana doymayacaktı; nitekim doymadılar ve adı Menderes olanları; kâh intihar süsü vererek, kâh trafik kazası diyerek bir bir ölüme götürdüler (Yüksel ve Mutlu Menderes). En son kalan Aydın Menderes'i de ölümcül bir trafik kazası ile kötürüm halde bıraktılar! O, bu haliyle bile, son nefesine kadar milletine hizmetten bir an geri durmadı; mücadelesine devam etti. Yakınlarına olan vasiyetinde; cenazesi için devlet töreni istemiyor ve ailece uğrunda şehit oldukları milletinin kalbinde yer arıyor; aziz milletine iltica ediyor ve yalnızca ondan dua ve niyaz bekliyor! Cennet nimetleri sizlere afiyet olsun; milletçe başımız sağolsun!