MGK ve toplantıları

A -
A +

Millî Güvenlik Kurulu; ülkenin iç ve dış güvenlik konularının, üyeleri olan asker ve sivil zevatın konuşup tartıştığı ve aldığı kararları hükümetlere tavsiye ettiği anayasal bir kuruluş. İsmi böyle olmasa da, hemen bütün demokratik ülkelerde bu işlevi gören kurum ve kuruluşlar mevcuttur. İç ve dış tehditlere maruz kalan, bu zor coğrafyadaki ülkemizin MGK'sı, Batı'daki örneklerinden daha faal ve etkindir. Her ayın son günü, mutad veçhile toplanan bu kurula, devletin başı olan Cumhurbaşkanı riyaset etmektedir. Nerelerden yönlendirildiği malum; özellikle bir kısım sorumsuz medyamızın, bir kısım netameli konuları çarpıtarak vaveyla koparmasından ötürü; sükun ve teenni içerisinde geçmesi gereken MGK toplantıları, neredeyse sivillerle askerlerin savaş arenasını andırır oldu! Hemen her toplantıya, takriben bir hafta kala; malum medya malum konularla toplumu alabildiğince geriyor ve bunların halledilmesi için gözler ilgili MGK toplantısına çevriliyor! Medyanın bu denli sorumsuz davranışları hiçbir şey doğurmasa bile, toplumu germesinden ötürü; kurul üyelerinin kanatlarını karşı karşıyaymış gibi gösteriyor ve ister istemez devlette güven bunalımını doğuruyor! Devlet ve millet hizmetinde bulunanların atanmış veya seçilmiş olmaları, onların vatanseverliklerinin birbirlerine üstünlüğüne sebep teşkil eder mi? Etmeyeceğine göre; atanmış veya seçilmiş olsun, bütün kurul üyelerinin aynı gaye etrafında birleşip karar almalarından daha tabii ne olabilir? O halde; niçin, bu hayati öneme haiz kuruluşumuzun üyeleri, karşıt taraflarmış gibi takdim ediliyor?! Sadece bu durum bile; devlet ve millet hayatımızda bir nakise değil midir? Bu şekildeki bir yansıtma, toplumdaki bütün dengeleri altüst ediyor. Borsa, faizler ve döviz bile bu toplantılara endeksli seyrediyor! Dolayısıyla; piyasalar bir türlü istikrara kavuşamıyor! Hele, bir de kavganın tarafı; kurulun riyaset makamındaki Cumhurbaşkanı olur ve o da; Ecevit'e yaptığı gibi, bir Başbakan'a Anayasa kitapçığı fırlatırsa, ne mi olur? Daha ne olacak; sebep olunan bu krizle toplum A'dan Z'ye bütün fertleriyle, bir gecede yüzde 50 daha fakirleşmedi mi? Bunun vebali kimindir ve nasıl ödenecektir? Yapmayın, etmeyin; yazıktır bu millete! Burada; bir gözlemimi açık yüreklilikle dile getirmek isterim. MGK'nın, asker-sivil üyelerini toplantı öncesi görüyoruz. Siviller, ellerini kollarını sallaya sallaya ve boş olarak; hiçbir hazırlık yapmaksızın toplantıya iştirak ediyorlar! Asker üyeler ise; her birisinin önünde kalın klasörler olduğu halde toplantıya katılıyorlar! Sivil üyelerin her birisi iki ayaklı kütüphane de olsa, önlerinde yazılı bir mesnetleri olmadığından, ister istemez dinleyici konumunda kalmıyorlar mı? Dersi, çalışan anlatacağına göre; neden askerler kıskanılıyor?!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.