Milenyum medeniyeti!

Filistin'de sergilenen ABD destekli Yahudi vahşeti; milenyum diye adlandırılan miladi 3. bin yıl medeniyetinin gerçek yüzüdür. Müslümanlarca, Hıristiyanlarca ve Yahudilerce kutsal bilinen bu mübarek beldeler, bizim ecdadımızın elinde asırlarca kaldı. İslam'ın ışıklı medeniyetinin güneşi, bu müddet esnasında huzurla doğup huzurla battı. Camiler, kiliseler, havralar yığınla insanla dolup taştı. İnsana saygı, inançlara saygı vardı; birbirine tahammül ve hoşgörü vardı. İslamiyetin bayraktarlığını yapan Osmanlı en büyük güçtü ve bu gücünü Hakk'ın ve haklının emrine tahsis etmişti. İslamiyetin gereği; insanlardan almayı değil onlara vermeyi şiar edinmişti. Çünkü bu inanç, yaradılanı Yaradan'dan ötürü hoş görmeyi gerektiriyordu. Büyük güç olmayı vermede değil, almada bilen ve bu anlayışla; dünyanın dört bir tarafını sömüren ve sömürdükçe semiren Batı, elde ettiği bu imkanlarla bugünkü medeniyetini meydana getirdi. Yani, bu medeniyetin temelinde kan, gözyaşı ve kul hakkı vardır. Dolayısıyla bu medeniyet (teknolojik üstünlük ve maddi debdebe), mayasındaki bozukluktan ötürü, insanlığa huzur ve saadet getiremez. İştihası kanla kabaran canavarı, bundan başka bir şeyle doyuramazsınız! Dünyada, büyük güç olarak tek başına kalan ABD, 11 Eylül'deki terörist saldırısını bahane ederek; özellikle İslam âlemindeki yer altı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirebilmek amacıyla bu yerleri işgale başladı! Afganistan, bunun ilk örneği idi. Sıra, Ortadoğu'dadır. Orada taşeron olarak kullandığı İsrail'in vahşetine bu yüzden göz yummakta ve hatta teşvik etmektedir. Baksanıza; bütün dünyanın gözleri önünde sergilenmekte olan bu hunharca eylemlere; 'İsrail'in nefsi müdafaa hakkı vardır!' diyerek alenen destek vermektedir. Aynı cümleden olarak; Çeçenleri Rusya'nın, Doğu Türkistanlı soydaşlarımızı Çin'in insafına (!) terk etmiştir. Yani onlara sus payı vermiştir! Ve, bunun neticesi olarak da dünyanın dört bir yanında oluk oluk masum Müslüman kanı akmaktadır. Bu vahşet karşısında bütün dünya susmakta ve bu trajediyi neredeyse keyifle seyretmektedir! Karargahında sıkıştırılan Yaser Arafat, ölür ya da öldürülürse ne gam! Savunmasız bir devlet başkanına yapılan bu iğrenç saldırıdan dolayı, başta İsrail ve onun destek ve teşvikçisi ABD olmak üzere; bu vahşeti sadece seyretmekle yetinen insanlık utansın! Bütün bir Filistin gençliğinin her birisi bir Arafat!