Millet iktidarını arıyor

Bıçak kemiğe dayandı ve millet sokaklara döküldü. İşçisi, memuru, esnafı, çiftçisi, emeklisi, işsizi; hasılı bütün kesimleri ile millet sokakta iktidarını arıyor. 4 ay içinde meydana gelen ikinci krizin üzerinden 45 gün geçmesine rağmen, piyasalardaki belirsizlik, Borsadaki düşüş, döviz ve faizlerdeki çıkış sürüyor. İş yerleri ard arda kapanıyor, işsizler ordusuna her gün, yeni binler ekleniyor. Dört bir cephede savaşa girmiş gibiyiz! Memleketin her yanı yangın yerini andırıyor. Köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir istisnasız her haneden feryatlar yükseliyor! Sahipsiz kalan millet, kendiliğinden; belirli bir siyasi veya her hangi bir teşekkülün organizesi olmaksızın, kitleler halinde sokağa iniyor; kendisine bu muameleyi reva gören siyasi iktidara çek git diyor! Evet, bu millet çok sabırlıdır ama; onun bu sabrını taşırmaya gelmez! Demokrasinin nimetlerinden milletçe faydalanamıyoruz. Demokrasiyi, seçimden seçime oy vermek ve ondan sonra verdiğimiz oyların peşini bırakmak şeklinde anlıyoruz. Halbuki esas iş, oy verdikten sonra başlıyor. Verdiğimiz oylarla iktidar olan ve iktidarlarını milletin aleyhinde kullananları seyretmek değildir demokrasi. Zira, demokrasilerde hak verilmez alınır! Nasıl mı? Bizde pek yok ama; neden olmasın? Dünyada bunun örneklerini görüp neden ibret almıyoruz, alamıyoruz? Sırbistan kasabı Miloşeviç nerede şimdi? Milletine yaptığı kötülüklerin hesabını veriyor, üstelik parmaklıklar ardında!.. Çek hükümeti, devlet televizyonuna, orada çalışanların istemediği bir kişiyi, genel müdür olarak tayin edince, kızılca kıyamet koptu ve başta çalışanlar olmak üzere millet televizyonu işgal etti! Günlerce, haftalarca sürdü bu işgal; ta ki, milletin istemediği genel müdür alınıncaya kadar. Demokrasilerde milletin dediği olacaksa, iktidarlar millete rağmen kalamazlar; velev ki o iktidarları millet kendi elleriyle seçmiş olsun! Öyle ya, millet hiçbir iktidarı, kendisine eziyet etsin, hayatı yaşanamaz kılsın diye seçmiyor. İktidarlar sözlerinde durmaz ve millete vadettiklerinin tersini yaparlarsa ne olacak halimiz? Milletin, bu aldatılmışlığı ve kendisine uygulanan işkenceyi bir seçim dönemi çekmek gibi bir mecburiyeti yoktur ve olamaz. Peki; bu durumda ne yapacak millet? Bugün yaptığı gibi yapacak. Verdiği oyların hakkını arayacak, peşini bırakmayacak; hesabını soracak!