Gerçek demokrasilerde yönetimi millet belirler; ya doğrudan, ya da dolaylı olarak. Seçimler, bu durumun en belirleyici unsurudur. Milletin kendisinin belirlediği temsilciler marifetiyle yönetilmesine demokrasi denilmektedir. Demokratik idarenin başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter demokratik sistem şekilleri vardır. Bunlardan; ABD başkanlık sistemiyle, Fransa yarı başkanlık sistemiyle Türkiye'miz ise, parlamenter sistemle idare edilmektedir. Kuvvetler ayrılığı prensibi (yasama-yürütme-yargı) en ziyadesiyle başkanlık sistemlerinde gelişir ve işlerlik kazanır. Bizdeki gibi parlamenter sistemlerde ise, bu durum kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur. Zira parlamenter sistemde yürütme ile yasama iç içedir. Bizim toplumumuzda demokrasi, halkın beklentisi ve onun talepleri doğrultusunda yerleşip gelişemediği için; daha açık ifadesiyle, kendilerini seçkinci addeden bir zümre tarafından tepeden giydirildiği için, göstermelik olmaktan öteye gidememiştir. Bürokrasi denilen asker-sivil bu seçkinci zümre; sözde millet için, gerçekte ise, millete rağmen millet için bir sistem geliştirip adına demokrasi dedi. O günkü millete yutturdu ama, ne o günkü dünyaya ve ne de bugünkü millete ve dünyaya bu yutturabilmenin imkân ve ihtimali yoktur. Daha düne kadar, onların sisteminde milletin seçtiği parlamentonun ve onun oluşturduğu hükümetlerin (yasama-yürütme) hiçbir kıymet-i harbiyeleri yoktu. Onlar istedikleri kadar bakanlar kurulu kararları alsınlar veya kanunlar çıkarsınlar; bütün bunları engellemeye matuf, yani geçersiz kılan manipülasyonları (yüksek yargı) her daim hazırdı. İşte 23. dönem parlamentosu ve onun paralelinde gerçekleştirilen referandumla bu sakil anlayış sonlandırıldı ve milletimiz, gerçek demokrasilerde olduğu gibi mehabetli yerine oturtuldu. Artık sözde demokrasi adına, millete rağmen iş yapılamayacak ve ancak millet için iş yapılabilecektir. Diğer bir deyişle; millet adına belirleme ve karar verme yetkisi, seçkinci grupların yerine, milletin ve onun seçtiklerinin olacaktır. Bu durumu belirleyen referandumda hangi partilerin evet ve hangilerinin hayır deyip; millete de bu doğrultuda telkinde bulundukları bilinmektedir. Bundan da kimlerin millete değer verdiği ve kimlerin milleti adam yerine koymayıp ona tepeden baktığını milletimiz çok iyi bilmektedir. Bunun cevabını da 12 Haziran seçimlerinde verecektir.