Millet terörden bıktı

Terör belasından neler çektiğimiz cümle âlemin malumudur. Maalesef, bize dost görünen ülkeler (aynı ittifak içinde bulunduğumuz Batı'lı ülkeler de dahil) terör konusunda gafletten öte ihanet örneklerini sergilemişlerdir. Kendilerini sokmayan yılan bin yaşasın zihniyeti ile hareket ettiler. Evet; bize çok büyük bedel ödettiler. Kırk bine yakın vatan evladımızı yitirdik. Ülkemizin zaten kıt olan gelirleri terör belasına harcandı. Art niyet içindeki Batı'lı kafa, terörün "serseri mayın" olduğunu ve er-geç kendilerini de vurabileceğini düşünmediler. Özellikle 11 Eylül'deki terörist baskınından sonra; başta ABD ve Batı'lı müttefikleri ayıktılar ama, ba'de harab-il Basra! Yine kendi himayelerinde bir delinin (!) kuyuya attığı taşı, şimdilerde kırk akıllı bir araya gelerek çıkartamıyor! Çifte standartlı zihniyet Teröre karşı çifte standartlı zihniyet sürdürüldüğü müddetçe, dünyamızın bu beladan kurtulmasının imkanı yoktur. Dost ve müttefiklerimiz bu çetin sınavla karşı karşıyadırlar. Nitekim onlar için El-Kaide ne ise, bizim için de PKK Kongra-Gel odur. Her iki örgütle de aynı kararlılıkla mücadele edilmelidir. Bunlardan birisini görmezden gelirseniz ve hatta himaye ederseniz; terörle mücadelenizin samimiyetine kimseyi inandıramazsınız! Bizim ülkemizde terör, sözde Doğu ve Güney-Doğu halkı uğruna yapıldı ama, netice itibariyle terörden ziyadesiyle çeken bu yöre halkımız olmuştur. Seneler senesi bölgeye en ufak bir hizmet götürülememiş; doğup yirmili yaşlarına gelen nesiller demokrasinin nimetlerini tadamamışlardır. Yer yer terörün ayak sesleri yeniden duyulmaya başlandı. Son olarak Van Valimize uzaktan kumandalı bomba infilak ettirilerek suikast düzenlendi. Dört saniye farkla Vali, ölümden kılpayı kurtuldu. Gidilen yol yol değil! Belli ki terör, huzurumuza kasdetmek istiyor. Olayın hemen arkasından önce Van'da ve daha sonraki günlerde Diyarbakır'da halk, mitingler düzenleyerek teröre lanetler yağdırdı. Milletimizin bu azim ve kararlıkta olması çok önemlidir. Teröre indirilebilecek en büyük darbe, milletin ma'şeri vicanından yükselen işte bu sedadır. Dün, teröristler bölge halkını adeta sindirmişti. Hatta bir kısım halk terör örgütü ile birlikte hareket ediyordu. Çekilen bunca ıstıraptan sonra onlar da gidilen yolun yol olmadığını anladılar. Çünkü, bu tür davranışları ile en ziyade kendilerine kendi bölgelerine zarar vermekteydiler. Çeyrek asra yakın bir mücadele sonunda, terörden en çok etkilenmenin yanında, aynı nispette de bilinçlendik. Artık bundan böyle, hiç kimse terörist eylemlerin bölge halkı için olduğunu söyleyemez! Bunların iplerinin dışarıdaki şer güçlerin elinde olduğunu bölge halkı da gördü. Gördü ki, Diyarbakır'dan şu feryat yükseldi. "ARTIK KAN VE GÖZYAŞI İSTEMİYORUZ!", "KAHROLSUN TERÖR!", "TERÖRE LANET, HUZURA EVET!"