Türkiye, Arjantin olur mu tartışmaları sürüp giderken; birileri Türkiye'yi Arjantin gibi yapabilmek için elinden geleni ardına koymuyor! Arjantin'i, içinden çıkılmaz hale getirip milleti isyan ettiren neydi? Tek cümle ile; IMF reçeteleri! IMF reçeteleri ile hangi ülke güldü ki, Arjantin gülebilsin! Peki; biz, aynı reçetelerle ne yüzle gülmeyi umut edebiliriz? Orada da; uygulanan ekonomik politikalar yüzünden sermaye yurt dışına kaçtı, işsizlik arttı ve halk ağır vergiler altında inim inim inletildi. Hükümete güven olmayınca yatırımlar ve ticaret durdu. En sonunda halk, bankalardaki paralarını çekemeyince, sokaklara döküldü. Dikkat ediyor musunuz; Türkiye'deki Hükümet de aynı yolu izliyor! Çünkü; reçete aynı! Önce; 'nereden buldun?' diye bir garabeti ortaya attılar; Türk sermayesini yurt dışına kaçırdılar. Hükümete güvenmeyen millet, değil yatırım veya ticaret yapabilmek; elindekini avucundakini ya kaçırdı, ya da resmen gömdü ve üzerine yattı! Ara sokaktaki en küçük bakkalından en büyük holdingine ve fabrikalarına kadar, bütün sanayi ve ticaret sahaları adeta dondu. Herkes beklemede; piyasalar, üzerlerine ölü toprağı serpilmişcesine durgun ve hareketsiz. Yine, en küçük işletmeden en büyük fabrikalara kadar, kapısına kilit vuran vurana! Birçoğu fabrikasını sökerek komşu ülkelere gitti. Nasıl gitmesin ki; bu vergilerle, bu sigorta primleri ile, bu bürokrasi ve girdilerdeki bu fahiş fiyatlarla neyi üretebilecek ve nasıl rekabet edebilecektir? Yalnızca elektrikten misal verelim; bizim sanayicimiz, elektriğe Almanya'daki sanayicinin iki misli fiyat ödüyor! Sanayi ve ticaret hayatı, bu şekilde öldü de, millet ne yapıyor? Yani, evindeki sade vatandaş; çoğu işsiz, işi olanı da doğru dürüst ücret alamayan ve ortadireği yok edilip açlık sınırının altına itilen vatandaş ne yapıyor? Çalışan ücretliler, aldıkları parayla evinin elektrik, doğalgaz, su ve telefon faturalarını denkleştiremiyor. 150 milyon TL doğalgaz, 50 milyon TL elektrik, 25 milyon su, 50 milyon telefon; bu rakamlar, en sade vatandaşın, hiçbir lüksü olmadan vermek zorunda olduğu aylık paralardır. Bu insanın evinin geçimi, çoluk çocuğunun giyim ve okul masrafları ve hatta, artık bir yekun tutmakta olan, işe gidip gelirken ödediği yol parasını düşünecek olursanız, burasının Arjantin'i geçmiş olduğunu görür ve anlarsınız! Yetmedi; Hükümetin millete indirdiği ve altından kimsenin kalkamayacağı en son sillesi ise, tam bir traji komik hal arzetmektedir. Emlak vergisi denen ve kelimenin tam anlamıyla cinneti çağrıştıran bu kepaze hali yarınki yazımızda irdeliyeceğiz.