Kurtuluş Savaşı'ndan önce, İstanbul'da Sultanahmet Mitingi için dağıtılan el ilanı şöyle idi:
"Müslüman! Önümüzdeki Cuma günü resmî dua günüdür. Yevm-i mezkürda (anılan günde) Fatih, Sultanahmet, Bayezid camilerinde Cuma namazından sonra Müslüman ve Türk yurtlarının halası (kurtuluşu) için dua edilecektir. Vatanını seven her Müslümanın bu ictimalarda (toplantılarda) bulunması vecibe-i diniyedir (dini gerekliliktir). Camilerde, evlerde tazarru et! (Allah'a yakar, dua et) Duadan sonra Allah'a yükselen kalbinle Sultanahmet'e, bütün Türk ve Müslümanların koşacağı büyük ve umumi ictima'a gel! (büyük mitinge gel!) Sevgili vatanın parçalanıyor. Öldürücü felaketler yağıyor. Camilerini, mukaddesatını çiğneyecekler! Gözlerini aç, düşmanlarını, milletini düşün! İzmir facialarını öğren! Anadolu senin de kararını bekliyor. Haksızlıklara karşı feryat et! Âlemin vicdanına hitap eden heyecanlarla hakkını müdafaaya ve parçalanan vatanının imdadına koş!
Bu mitingde kurtarıcı kararlarını ver ve halasın (kurtuluşun) için çalışmaya yemin et! Müslüman!"
Beyannamenin; Müslüman diye başlayıp Müslüman diye bitişine dikkat ettiniz mi sevgili okuyucularım?!. Düşmanın hedefinde Müslüman, Müslümanlık Dini ve Müslüman vatanı vardı; tehlikede olan bunlardı ve hitap da Müslümana idi.
O gün yaşayan Müslümanlardan hiçbirisi etnik kökenine bakmadan; vatan, din ve namus müdafaasına girişti. Hatta dünyanın birçok yerindeki Müslümanlar, bu harekete para ve silah yardımlarında bulundular.
Düşman denize dökülüp; Anayurttan sökülüp atıldıktan sonra; milleti savaşa teşvik için dağılan beyannamede yazılanlar âdeta unutuldu! Düşmanın yapamadığını; içimizdeki bir azınlık grup millete karşı yapmaya başladı. Ve; işte, ip orada koptu! Milletle devletin arası giderek açıldı. Öz evlatları eliyle, milletin camileri ve mukaddesatı çiğnenmeye başlandı!
Devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasını gerektiren laiklik, bizde din düşmanlığı şeklinde yorumlanıp dindarların üzerine silindir gibi gidildi. Medeniyetimizi temsil eden vakıf eserlerimiz talan edilerek, ta'rumar edildi!
Müslümanlık unutturulup; Türklük ayyuka çıkarıldı. Müslüman olmayan Türk'ün ayyuka çıkarılması neticesinde; imparatorluğun diğer etnik kökenlileri de asimile edilerek Türkleştirilmek istendi. Bunun neticesinde de pek tabii olarak; devlet düşmanlığının yanında diğer ırki unsurlar ayaklanmaya başladı. Etki, tepkiyi doğurmuş ve İslam kardeşliğimiz uçup gitmişti.
Geçenlerde devletin en yetkili ağzı; Anayasa Mahkemesi Başkanı konuştu ve dedi ki: "90 yıllık Cumhuriyet döneminin 45 senesini terörle geçirmişiz!"
Bunca acı tecrübelerden sonra; yöneticilerimiz, biz nerede yanlış yaptık diyorlar mı; acaba?!.