Milleti zıvanadan çıkarıyorlar!

Türkiye, kurulduğu günden beri en kötü günlerini yaşıyor. Bu millet, hiçbir zaman bu kadar fukaralığa düşmemiş ve ümitsizliğe kapılmamıştı. Büyüklerimiz anlatıyorlar; savaşa girmediysek bile, 2. Cihan Savaşı senelerinde de böylesi kötü günler yaşanmıştı. Ama, o vakitler Türk cemiyeti henüz şehirleşmemişti; Millet yüzde 90'ı itibariyle köylerde yaşıyordu. Şimdi bile, köylerimiz, yaşanmakta olan sıkıntıyı, şehirdeki insanlarımız kadar hissetmiyorlardır. Ürünü para etmiyorsa da, aç ve açıkta değiller hiç olmazsa! Şehir hayatı öyle değil; insanların ne inekleri var, ne bağ ve bahçeleri; ne ambarları ve ne de kilerleri.. Ay başında maaşını alamadığı zaman şehirli açtır. Bilindiği gibi, on binlerce iş yeri kapanmış ve yüz binlerce insanımız işsiz kalmıştır. Kapanmayıp, çalışan (!) müesseselerimiz de rölantide olup, maaşları doğru dürüst ödeyememekte ve hayat şehirdeki insanımıza zehir olmaktadır. Devletine, milletine çalışıp ömrünü veren ve emekli olan insan da şehirde ıstırap içindedir. Zira, emekli maaşı, evinin kirasına, elektrik, su, doğalgaz ve telefon paralarına yetmemekte; siftahsız esnafa gelen hacizler, evlere gelmekte ve perişan haldeki millet zıvanadan çıkmaktadır! Siz bakmayın resmi rakamların pahalılığı yüzde 60'lar dolayında gösterdiğine. Bir sene içerisindeki fiyat artışları en az yüzde150 dolayında! Nasıl olsa alternatifimiz yok diyen hükümet, paşa paşa koltuğunda otururken, bununla yetinse iyi; her yeni gün yeni bir zamla milletin karşısına dikiliyor. Zıvanadan öyle çıkılmaz, böyle çıkılır demeye getiriyor! Şehirdeki insanın her ay ödemek zorunda olduğu; elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturaları tek kelime ile çıldırmış vaziyette! Hükümet, bu vurdum duymaz tavrıyla ne yapmak istiyor? Şehirleri boşaltmak mı? 40'lı senelerdeki İnönü zihniyeti mi hortladı? O, hiç olmazsa varlık vergisi adı altında varlıklı vatandaşlara zulmediyordu. Şimdiki hükümet, varlıksız bıraktığı insanları evlerinin bacalarından çıkarmaya zorluyor! Eşkıya şehre indi! Güpegündüz insanlar gaspediliyor! Arabaların önleri kesilerek, içindeki indiriliyor ve silahlı kişiler tarafından cebindeki para zorla alınıyor ve buna gerekçe olarak da, açlık vurgulanıyor! Anladık; IMF dayatıyor da, bizim hükümetimiz, kendi halkının perişanlığını görmüyor mu? IMF anlamıyor da, bizim hükümetimiz de mi anlamıyor? Bu hükümet mensupları, milletin arasına çıkıp dolaşmıyorlar mı? Bu kepazeliği görüp de nasıl susabiliyorlar? O koltuklara Japon yapıştırıcısı ile mi yapıştınız a mübarekler? Yoksa, siz de bir daha seçilme şansını ebediyen yitirdiğinizi biliyor da, ne yaparsak kârdır mı diyorsunuz? Hükümet, işini gücünü bırakmış Salkım Hanım'ın Taneleri ile uğraşıyor! Beri yanda, Ayşe Hanımlar, Fatma Bacılar, Hatice Teyzeler... can çekişiyor; kimin umurunda?! İnanın; bunlara yazık demeye bile yazık!