Siyasi partilerin varlık sebebi nedir ve neden demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır? Siyasi partilerin varlık sebebi millete hizmettir. Seçimler, bu hizmet yarışının tatlı rekabeti içinde geçmelidir. Siyasi partiler olmadan demokrasi olmaz. Tek parti sisteminin cari olduğu yerde demokrasiden bahsedilemez. Yine bir genel seçimler arefesindeyiz ve bütün partiler mallarını pazara çıkarmış durumdalar! Her partinin seçim bildirgelerini liderlerinin ağzından görüp dinlediniz. Tabiatıyla burada esas olan icraattır. Ne demiş ünlü şairimiz? "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz; Görünür rütbe-i aklı şahsın eserinde!" Evet, milletimiz siyasi partileri iktidarda dener. Oradaki performansına göre değerlendirir. İcraatlarını beğenmişse oylarını artırır ve yola devam der; aksi halde o siyasi partiyi sandığa gömer. Seçimler bunun örnekleri ile doludur. 2002 seçimleri dönüm noktası 2002 seçimleri, demokrasi tarihimizde bir dönüm roktasıdır. Milletimiz, iktidardaki tüm siyasi partileri (sağda, solda, merkezde) olmalarına bakmaksızın hepsini birden sandığa gömdü. Bu durum onun ne denli ıstırap çektiğinin en açık delili idi. Zaten o meş'um (uğursuz) günleri bugün bile düşündükçe hâlâ tüylerimiz ürpermekte. Adeta bir kâbus gibi milletin üzerine çökmüşlerdi. Millete hizmet şöyle dursun, iktidarları boyunca milletin ensesinde boza pişirdiler. Sebep oldukları ekonomik krizlerle bir gecede milletimizi yarı yarıya fakirleştirdiler. Merhum Özal'dan sonra, ülkemiz koalisyon girdabına düşmüş; hizmet adına taş üstüne taş konmadığı gibi ülkenin nereye sürüklendiği de belli değildi. Hemen her gün her türlü mal veya hizmete zam yapılıyordu. Bu gafillere sormak lazım Cumhuriyet tarihinde ilk defa esnaf kepenk kapatarak sokağa dökülmüş ve yürümüştü. Beceriksiz idareciler marifetiyle ülke adeta yangın yerine çevrilmiş, bir kısım sanayicimiz fabrikalarının kapısına kilit vururken diğer bir kısmı da kurtuluşu fabrikalarını söküp yurt dışına götürmekte arıyordu. Milletimiz, canına tak eden bütün bu yapılanları unutmadı. 2002 seçimlerinde de gereğini yaptı. O günden bu güne 4.5 senedir AK Parti iktidarını deneyen milletimiz, ülkemizin şantiyeye dönüştüğünü ve yeniden kalkınma trendine girildiğini görüyor. Yapılan hizmetler o kadar çok ve büyük ki, bazı kalemlerdeki kazanımlar tüm cumhuriyet tarihi boyunca olanların toplamından daha fazla... Onlarca senelik iktidarları boyunca ülkeye tek çivi çakmamış malum siyasiler AK Parti'nin göz kamaştıran bu performansını görünce; "Ekonomi mühim değil!" demeye başladılar! Peki mühim olan ne? "Güvenlik!" Bu gafillere sormak lazım; ekonomi olmadan hangi güvenliği sağlayabilirsiniz? ABD, güçlü ekonomisi sayesinde dünyaya kök söktürmüyor mu? Bakınız, Genelkurmay Başkanlığımız karar aldı, terörle mücadelede profesyonel orduya geçiliyor. Merhum Özal bu durumu dillendirdi ancak geçilememişti. Bugün bu kararı alabiliyorsak güçlü ekonomimiz sayesinde alabiliyoruz. Milliyetçilik ülkeye ve ülke insanına hizmetle ölçülür; hamasetle değil!