Milletin çok gerisindeler

Seneler senesi millete tepeden bakanlar; bu millet bir şeyden anlamaz ve bu millet henüz rüşdünü ispatlamamıştır ve bunun için de bu millete ancak ve ancak dayatılır diyenler ne kadar yanılıyorlar! Bunların yanılgılarının esas sebebi ise, milleti tanımamalarıdır. Daha açık ifadesi ile söyleyelim; bir zihniyetten bahsediyoruz ve bu zihniyet kendisini doktor, milleti ise, hasta zannediyor. Dolayısıyla da hastaya ilaç danışılmaz, verilir; yani zorla da olsa dayatılır! Halbuki bilmiyorlar ki, millet, bu zihniyetin fersah fersah ilerisinde... Bu zihniyet erbabının, alışageldiği gerçek otoriter olma alışkanlığı ile gözleri buğulanmış; muhatabını görmediği gibi, kendisini de dev aynasında görüyor. Bu zavallı zihniyet zaman tünelinde kaldığının farkında değil; zira zaman, hemen her şeyi olduğu gibi bu zihniyeti de öğütüp devrini icra etmektedir! Çok kısa bir zaman içerisinde milletimiz de özlediği gerçek demokrasiye kavuşacaktır. Bu işte ayıp olan ve bize yakışmayan husus, bu gerçekleri Batı'nın bize sunmuş olmasıdır. Hatta ve hatta AB yolculuğumuzda, bu hususların bize dayatılmış olmasıdır. Milletimizin talihsizliğine bakın ki; yalan da gerçek de içeriden ve dışarıdan hep dayatılmakta!.. Belli ki hakikati ceket astarının içerisinde unutmuş ama, bir türlü hatırlayıp kendisine gelemiyor! Bundan dolayı da, seneler senesi dostunu, düşmanını bilememiş! Merhum Özal devri, milletimizin gözünü açmada âdeta bir milat olmuştur. O devre kadar, her şeyi ile kapalı bir sistem; Özal'la birlikte tüm dünyaya açılmıştır. Yani, perçem düşmüş kel görünmüştür! Millete dayatan zorba zihniyet, o gün bugündür irtifa kaybetmektedir. Günümüzdeki çırpınışları ise, kuğunun son ötüşüdür! Son marifetleri de kısmi anayasa değişikliğinin millete sunulmak istenmesinin karşısındaki duruşlarıdır...