Gelişmiş Avrupa ve ABD demokrasilerinde hep milletin iktidarı iş başındadır. Oralarda devlet, bütün kurum ve kuruluşları ile millete hizmet için vardır. İnsan ön plandadır. İktidarlar, milletin refahı ve bu refahı yükseltmek için çaba sarf ederler. Partiler bunun için birbirleriyle yarışır ve halklarından oy isterler. Bu durumu temin etmenin biricik ve vazgeçilmez şartı; devlet-millet kaynaşmasıdır. Devletle milletin kaynaşabilmeleri için de yegane şart; karşılıklı güvendir. Bizdeki gibi; kör-topal, ağır aksak yürütülmeye çalışan demokrasilerde bu durum bir türlü gerçekleşmez! Gerçekleşmez mi, gerçekleştirilmez mi; o da ayrı bir mesele! Millete rağmen iktidar olanlar, bu durumu temin edemezler. Onların işleri güçleri; kendi halklarıyla psikolojik savaş yapmaktır. Zira bu iktidarlar, millete hizmet yerine toplum mühendisliğine soyunmayı ve vehim ve kuruntularla kendi halkları üzerinde baskı kurmayı yeğlerler! Baskı ve dayatmanın olduğu yerde sevgi ve güven yeşerebilir mi? Bilakis; düşmanlıklar artar; ip, gerildikçe gerilir ve altta kalanın canı çıkar! Bizde; çok az istisnaları hariç; hep böyle olmadı mı? Şu asil millet; göğsünü gere gere; benim ne güzel devletim var diyebildi mi? Demedi veya diyemediyse; bunda, demeyenler kadar dedirtmeyenlerin de kabahati yok mudur? O halde neden hep millet suçlu görüldü? Ve, tepesine tepesine inildi?! Bakınız; Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı, milletin iktidarı olarak geldi; işler düzelmeye başladı! Önce vergi affını çıkardılar; bundan hem millet ve hem de devlet kârlı çıktı. Rakamlar ortada! Ardından SSK ve BAĞ-KUR borçları da taksitlendirildi. Ama burada teknik bir hata yapıldı. Devlet 17 katrilyon beklerken, 4 katrilyonluk müracaat yapıldı; onun da ne kadarı gerçekleşebileceği belli değildir. Bu teknik hata faizlerde yapıldı. İnsanların ana borçlarından fazla faizleri tutuyor. Bu durumdan esnaf kesimi son derece rahatsız oldu. Ülkede zaten ekonomik kriz var; bundan önceki iktidarların ülkeyi ve ülke insanını nasıl iflasın eşiğine getirdiği herkesin malumudur. Dedik ya; milletin iktidarı iş başındadır. Başbakan Tayyip Erdoğan, duruma derhal müdahale etti ve faizlerin düşürülerek; esnaf borçlarının yeniden yapılanması talimatını verdi! Sorarım size; milletin borçlarına kolaylık sağlayarak bunları tahsil etmek mi, akıl kârı; yoksa, zorluk çıkarak tahsil edememek ve milletle devleti karşı karşıya getirmek mi?! Daha birinci kongresini yapan ve yeniden genel başkanlığa seçilen R. Tayyip Erdoğan; 'daha işin başındayız' diyor. Doğru; bu gidişle önümüzdeki on seneler AK Parti iktidarı ile yaşayacağız. Devlet-millet kaynaşmasını da AK Parti iktidarı temin edecek; gerçek demokrasiye geçişi de.. Bunu, böyle söylememizin sebebi; Tayyip Erdoğan'ın ve onun yönetimindeki AK Parti'nin milletin hizmetine talip oluşundandır. Ne buyurulmuş? 'Tevazu gösterenler yükseltilir!'