Türk insanı tarihinin en netameli, sıkıntılı ve bunalımlı günlerini yaşıyor. Tarihin hiçbir devrinde, milli onurumuzla böylesine oynandığı ve aşağılandığı; işin bundan da vahimi olarak, Türkiye'yi idare ettiğini iddia eden zevatın bu denli pasif, duygusuz ve duyarsız olduğu görülmemiştir. Milletin beyni, devamlı surette manipüle edilerek allak bullak olmuştur. Artık millet neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna bakamamakta; önüne zehir de konsa şifa niyetiyle yemekte bir beis görmemektedir! Bakınız; Avrupa Gümrük Birliği'ne gireli 6 sene oldu. Ve biz, bu girişimizi bayram ederek kutladık! İç politika malzemesi olarak kullandık ve o sayede biraz daha iktidar koltuğunda kaldık! O zaman, bu işin öncüleri bize dedi ki; yakında Avrupa Birliği'ne giriyoruz, bunun için de Gümrük Birliği'ne girmemiz, yani Avrupa ülkeleri ile uyumlu olmamız lazımdır! Avrupa Birliği serencamımız belli! Adamlar, kedinin fare ile oynayışı gibi bizimle oynuyorlar. Anayasa'nızı değiştirin diyorlar, değiştiriyoruz; kanunlarınızı değiştirin diyorlar, değiştiriyoruz; Türk insanının aç kalması pahasına; şunu şunu ekin, bunları ekmeyin diyorlar, harfiyen uyuyoruz! Biz, onların istekleri doğrultusunda adım attıkça. Onlar biraz daha uzaklaşıyorlar. Bu, şunu gösteriyor ki, bu adamların yarın ne isteyecekleri ve milli onurumuzu nasıl yok sayacakları belli değil! ABD'deki terörist harekattan sonra akılları başlarına gelir ve Türkiye'nin kıymetini anlarlar zannettik; ham hayallerimizle baş başa kaldık! Avrupa Birliği ülkelerinin hazırlamış olduğu 'terör nedir ve terörist örgütler hangileridir' listesine baktığımızda, PKK ve DHKP-C'yi göremiyoruz! Bu nasıl bir anlayış ve devlet yönetimidir ki, son terörist harekattan sonra, ABD'nin yanındayız ve sonuna kadar desteklediğimizi söylüyoruz. ABD Başkanı, terörist bellediği Üsame bin Ladin için binlerce masum sivilin ölümünü göze alarak savaşa girişiyor ve teröristin başını isterken, bize teslim ettiği teröristin başının koparılmasına müsaade etmiyor! Biz de bu adama, günde milyarlarca masraf ederek paşa paşa bakmaya devam ediyoruz! Milli haysiyetimizin rencide olması pahasına, bütün bunları yapıyoruz da, bir kazanç mı elde edebiliyoruz? Yani, bizi AB'ye mi alacaklarını zannediyoruz? 2002 senesinin başlarında yapılacak olan, AB genişleme süreci için belirlenen gündemde, Türkiye'nin müzakeresi bile söz konusu değil! Bizde bu kafa olduktan sonra, daha çok seneler IMF ile AB arasında yalpalayıp dururuz! 6 senedir Gümrük Birliği aleyhimize işliyor. Bir 16 sene daha işlese kimin umurunda?! Şair diyor ki: 'Sahipsiz kalan vatanın batması haktır! Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır!..' İyi de; batmayacak vatanın sahipleri nerede?