Evet.. Kendilerine 'kurucu-kurtarıcı-kollayıcı' süsü veren zihniyet, yaptırdığı 'darbe anayasaları' ile bu milleti âdeta müebbet hapse mahkûm etmişti. O kadar geri gidip, hafızalarınızı yormaya da gerek yok; daha dün, mahut darbe zorbaları '28 Şubat bin yıl sürecek' dememişler miydi?!
Nitekim; millet, 1950 senesinden beri hep, 'kurtarıcılar'ın karşısındaki partileri iktidara taşıyor ama; aynı zihniyetin yaptırdığı anayasalarla milletin ümüğü öylesine sıkılıyor ki, kurtuluş adına en ufak bir umut dahi besleyemiyordu.
Rejim, kendince bu 'düşük evlatlarından' kurtulmak adına başbakan ve bakanlarını darağaçlarında sallandırıyor, en ufak bir kıvılcım ışığı gösteren siyasi partileri art arda kapatıyordu!
Bin yıldır İslam'ın bayraktarlığını yapan bu millet; Maraş'ta kadınının başındaki örtüyü alan Fransızlara karşı 'Kurtuluş Savaşı' başlatıyor ve 'Ya istiklal, ya ölüm!' diyor. Ve, istiklal adına, aradan seksen sene geçtikten sonra; onun Meclis'ine başörtüsü ile giren kız evladı aynı rejim tarafından 'haddi bildirilip' kovuluyor ve yetmiyor; bu milletin öz evladı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartılıyor!
Oysa o hanım kızımız, başörtüsüyle milletten oy istedi; o şekilde seçilip milletvekili mazbatasını alıp Meclis'e gelmişti. Merve Kavakçı'ya reva görülen o aşağılık muamele, gerçekte milletin ta kendisine yapılmıştı. Millet, kimin umurunda idi ki?!
Ama, unutulmasın, ki o millet 32 dişini sıkmış, sabırla ve metanetle sandığa gidip; önceki seçimde iktidara taşıdığı Ecevit'in DSP'sini yüzde bire indirmek suretiyle sandığa gömdü.
...Her şeyden önemlisi; 28 Şubat'çıların korktukları başlarına gelmişti. Bel bağladıkları siyasi partiler silinip gitmiş ve; milletin hak ve hukukunu korumaya azmetmiş ve söz vermiş bir siyasi parti (AK PARTİ) iktidara gelmişti.
On bir yıldır iktidarda olan AK Parti, milletin hak ve hukukunu korumak üzere yoğun gayretlerin içerisindedir. Anormal bir yapıyı normale çevirmek için gece gündüz çalışmaktadır.
Bir yandan; devletin haksız yere gasbettiği Mor Gabriel Manastırının arazisi Süryanilere iade edilirken, diğer yandan da başörtülü hanım milletvekilleri Meclis Genel Kurulu'na serbestçe girebiliyordu. Dahası; inançlarından dolayı kadınlar, kamuda başlarını örtebiliyordu.
Oysaki, daha dün bu kızlar; başörtülerinden dolayı üniversite kapılarından kovuluyordu! Ve, siyasi irade; onların Arabistan'da okumalarını salık veriyordu!
Başındaki örtüsünden dolayı 'Kurtuluş Savaşı' veren ve o uğurda ya gazi veya şehit olan Mehmetçiğin torunlarına; bu denli Fransız muamelesi reva mıydı?! Bütün bunlardan dolayı hiç kimsenin gocunmasına gerek yoktur; tüm bu yapılanlarla Türkiye normalleşiyor ve su, yatağını buluyor!
Daha açıkçası; millet, çarptırıldığı müebbet hapislikten kurtuluyor!