Muhalefet için muhalefet!

A -
A +

Demokrasinin bütün kurum ve kuruluşları ile yaşandığı memleketlerde muhalefet, en az iktidar kadar önemlidir. İktidarların yanlışlarını; eksik ve kusurlarını ikaz ve ona millete hizmet yolunda, yol göstererek yardımcı olmaktır! Bizde öyle mi? Bizde muhalefet denince akla dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde örneği görülmeyen mahut CHP gelir! Tek kelime ile, 'yıkıcılık'la özetlenebilecek bu denli muhalefet anlayışının temelinde; kendisine 'Milli Şef!' dedirten İsmet İnönü'nün tek parti dönemindeki ceberut anlayışı ve; aynı minval üzere bunun uygulamaları yatmaktadır! Öyle ki; Başvekalet makamına getirilişi ile birlikte; Cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk'ü bile devlet işlerinin dışında tutmaya cür'et ederek; devletin bütün kurum ve kuruluşlarında kadrolaşmaya gitti! Bunu başardı da! Nitekim; Atatürk'ün ölümünden sonra; 'kayıp olduğu!' mahzeninden çıkartılarak; '2. Adam!' ve 'Milli Şef!' denilerek cumhurbaşkanlığı makamına oturtuldu! Atatürk tarafından 'kayıp!' bilinen İnönü'nün; TBMM'nin etrafının tanklarla çevrilerek cumhurbaşkanlığı makamına çıkartılması, onun, görevde iken, bürokraside ne denli kökleştiğinin tipik göstergesidir! Hemen her kademede ve bürokrasinin her şubesindeki bu kadrolaşma; demokrasi devrinde de; hangi parti iktidara gelirse gelsin; bunlardan hiç birisi gerçekte muktedir olamamış ve; muhalefette kalmasına rağmen CHP, gerçek iktidarını her daim sürdürmüştür! Kendi bağrından çıkan DP iktidarına karşı öylesine yıkıcı muhalefet yapmış ve hıncını; ihtilal yaptırarak; partinin bütün kadrolarını hapishanelerde ve sürgünlerde işkenceye tabi tutarak; lider kadrosunu darağacına göndererek almıştır! Öyle ki; darağacına gitmekte olan merhum Başvekil Adnan Menderes'e; 'Allah, bu milletin iktidarlarına CHP gibi bir muhalefet göstermesin!' dedirtmiştir! Dikkat edilirse, CHP bu gücü milletten değil; millete rağmen; tek parti döneminde kadrolaştırdığı her çeşit ve her kademedeki bürokrasiden almıştır! CHP'nin kendisi ve kendi anlayışındaki bu geniş bürokrasi ordusu demokrasiden hazzetmez! Çünkü; onlar millete tepeden bakmaya ve milletin ensesinde boza pişirmeye alışmışlardır! Bu müthiş gücü; millete korku salarak, dayatarak ve her türlü baskıyı yaparak elde etmiştir! Bir avuç kendi yandaşları hariç; müslim, gayr-i müslim Türkiye'de yaşayan herkes, CHP zulmüne uğramış ve bundan dolayıdır ki; geçen her seçim döneminde millet tarafından sandığa gömülmüştür! Ne çare ki; ebedi muhalefete itilmesine rağmen, millet, yakasını bir türlü CHP'den kurtaramamıştır! Bakınız; AK Parti iktidarının çıkarmaya uğraştığı ve ikidir, Köşk'ten veto edilen 2B yasası, CHP'nin parti programında var! Sırf muhalefet olsun diye karşı çıkıyorlar! Televizyonda; CHP parti sözcüsüne soruyorlar: Şu, orman vasfını kaybetmiş arazilerin iskan edicilerine satışını öngören yasaya karşı olduğunuzu söylüyorsunuz. Gerekçe olarak da; haksız olarak işgal edilen bu yerlerin birilerine peşkeş çekileceğinden dem vuruyorsunuz! Oysa, sizin parti programınızda da bu, 2B uygulaması yer alıyor; ne dersiniz? Siz, bu uygulamayı nasıl yapmayı düşünüyordunuz? Ağzında; dakikalarca geveleyerek verdiği; şu popülist yaklaşıma ve cevaba bakın: 'Orman köylüsünün bunları alacak parası yok! Biz olsak bedava veririz!' Nasıl 'sirkatin' söylüyor; görüyor musunuz?! Bir yandan; haksız olarak işgal edilen araziler birilerine peşkeş çekilmek isteniyor diyeceksiniz, diğer yandan da peşkeşin daniskasını; halk dalkavukluğu yaparak önereceksiniz! Tam bize ve CHP'ye yakışan bir muhalefet! Ve; bir de CHP Grup Başkan Vekili'nin; Hükümet'in Irak'a asker göndermedeki tutumlarını (-ki, daha hükümetin net tavrı belli olmamasına rağmen), göndermeye hevesli diye eleştirerek; 'bu yanlış politikadır. Askerin şimdi aktif şekilde duruş göstermesini isterseniz, yarın başka konularda aktif duruş gösterdiğinde şikayetçi olamazsınız!' açıklamasını yaptı! Görüyor musunuz; İnönü'nün muhalefet anlayışı ile bunlarınki tıpa tıp aynı; bir milim inhiraf yok! Yalnız bunların İnönü'den bir farkları var; bunlar, hâlâ İnönü devrinde yaşadıklarını zannediyorlar! Zaman tünelinde kalmışlar! Bunlar mı demokrat? Üstelik; az sosyal olanı varmış gibi; bunlar sosyal cinsinden demokrat öyle mi? Anladıkları dilden konuşalım ve İnönü'nün sözünden paylayalım! -Hadi, canım sen de! Demokrasi, daha bunların evlerinin damlarının üzerinden bile uçmamış; değil ki, içlerine sindireler! Onun bunun peşinde koşacağınıza; bir kere de gücü, milletten almayı deneseniz olmaz mı? O vakit biz de dişimizi kıralım!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.