Demokrasi tarihimize dikkat edin; yaşı yetenler çok iyi hatırlayacaklardır; milletçe bir gün olsun, ağız tadıyla "oh" diyemedik. Bu halin başlıca sebebi, bizdeki iflah olmaz muhalefettir. Rahmetli Adnan Menderes, 10 senelik iktidarı döneminde; CHP muhalefeti tarafından öylesine bunaltıldı ki; darağacına gidişinde son sözünü söylerken; "... Milletime saadetler diliyorum. Allah, bu milletin iktidarına CHP muhalefeti göstermesin!" diye yakarışta bulunmuştu. Bizdeki muhalefeti salt olarak parti bazında düşünmemek lazımdır. CHP ve onun avaneleri olarak telakki etmek gerekir ki, bunlar; malum bir kısım medyasıyla, kurum ve kuruluşları ile elbirliği ederek iktidarları batarya ile ateşe tutarlar. Bu denli muhalefet; milletten kopuk, milletin değerlerine ters ve tam anlamıyla baskıcıdır. Ayrıca bunların millet adına dikilmiş bir çubukları yoktur. Mütemadiyen laf üretirler; hem de en galizinden!.. AK Parti'nin performansı! Şimdi, şu iktidardaki AK Parti'nin, AB konusundaki çırpınışlarına bakın. Gelmiş ve geçmiş onca partilerden hangisi, bunların göstermiş olduğu performansı gösterebilmiş ve yine onca reformları gerçekleştirebilmiştir? Bunu biz değil AB ülkeleri tescilledi ve 3 Ekim itibarıyla; Türkiye ile tam üyelik konusunda müzakereleri başlatma kararı aldı. Düşünüyorum da; bu başarıyı CHP veya Ecevit'in DSP'si gösterse idi; bu durumu dağa taşa yazıp düğün bayram yapmazlar mıydı? Kedi uzanamadığı ciğere murdar dermiş; bizim ki de o kabilden!.. Bu kafayla nereye gidilir? CHP ve avanelerinin esas beklentisi; AK Parti iktidarının 3 Ekimde kesinlikle müzakere tarihi alamayacağı yönünde idi. Şayet; bu iktidar, müzakere tarihini alamasaydı gümbürtüyü o vakit seyredeydiniz! Gök kubbeyi iktidarın başına yıkar ve ülkeyi erken seçime götürmeye zorlarlardı! Beklentileri olmayınca ne diyeceklerini şaşırdılar ve Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan'ın bir hanımı koluna takıp dans edemeyeceğinden dem vurmaya başladılar! Derdimizin ne olduğunu gördünüz mü? Başbakanımız, şayet, muhalefetin istemiş olduğu bu dansı yaparsa, memleket bir anda güllük gülistanlık olacak! Ne IMF derdimiz kalacak, ne işsizliğimiz ve ne de diğer sorunlarımız!.. Milletten kopuk bu kafayla nereye gidilir? 1946 senesinden beri her seçimde, milletten bu yüzden şamar yiyorlar ama gel de anlat!.. Halbuki, bir kerecik de olsa; yapıcı muhalefeti deneseler... Milletin hayrına gördükleri bir konuda; siz bu işi başardınız, ama biz olsaydık daha güzelini başarırdık deselerdi, ne kaybederlerdi? Bizce, iktidarın bu tarihî başarısına ortak olurlardı. Zaten onca reformlar yapılırken Meclis, birçoğunda iktidarıyla muhalefetiyle el ele vererek o kanunları çıkarmıştı. Milli bir davada kol kola giderken, bu oyunbozanlık niye?