Çok değil; merhum Özal dönemindeki Türk-Bulgar münasebetlerini bir hatırlayın; neredeyse bu komşu ülkeyle savaşın eşiğine gelmiştik. Varşova Paktı'nda ve Sovyetler'in hinterlantında bulunan Bulgaristan, ülkesinde yaşamakta olan Türklere kan kusturuyordu. Türk olmaktan başka suçu (!) olmayan bu insanlara; tarihin çok az kaydettiği mezalim uygulandı. Türkçe'yi ve Türk kelimesini yasakladı. Türkleri sistemli bir şekilde asimilasyona tabi tuttu. Oysa; bu ülkede Balkanlar'da yaşamakta olan Türklerin en çoğu bulunmaktaydı. Devlet Başkanları olan Todor Jivkov'un tezi şuydu: Biz Bulgarlar, asırlarca Türklerin idaresinde yaşadık. Evet; siz bizlerin dinlerine dillerine, kiliselerine, mallarına; ırz ve namuslarına karışmadınız. Varlığımızı, birlik ve bütünlüğümüzü bu şekilde devam ettirip bu günlere geldik. Hem de öyle bir geldik ki; Osmanlı'nın zayıfladığı gün isyan edip, bağımsızlığımızı kazanabildik! Sizin bize uyguladığınız metotla biz de size aynı şekilde mukabelede bulunsak, bindiğimiz dalı kesmiş oluruz! Günün birinde siz de bize başkaldırıp vatanımızı elimizden alabilirsiniz! Bundan dolayıdır ki; bu fırsatı sizlere vermeyeceğiz; sizin düştüğünüz oyuna ve uğradığınız akıbete düşmek istemiyoruz!.. Todor Jivkov yönetimindeki Bulgar idaresi on binlerce Türkü evlerinden yurtlarından kopararak tren vagonlarına doldurdu ve Türkiye sınırına boca etti. Son on-onbeş sene içindeki dünyadaki değişime bakın! Sovyet imparatorluğu dağıldı. Varşova Paktı yıkıldı. Sovyetlerin boyunduruğundan kurtulan Bulgaristan demokrasiye geçti. Başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelerle, AB ve ABD ile iyi münasebetlere girdi. Türkiye'nin destek ve gayretleri ile NATO'ya dahil oldu. AB'den 2007 senesi için gün aldı. Temel atma töreninde idik Önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan'la birlikte Bulgaristan'ın Varna şehrinde idik. Varna'ya 130 km mesafedeki Tarkovişte kasabasında Şişe Cam'ın gerçekleştireceği yatırımın temel atma töreninde daha dünle bile mukayese edilemeyecek ilginç sahnelere şahit olduk. Bulgaristan; özelleştirmesini hızla bitirmiş; yabancı sermayeyi ülkesine çekebilmek için gerekli tedbirleri almıştı. Bundan dolayı da 2003 senesinde 1 milyar 400 milyon dolarlık yabancı sermaye çekebilmişti. Türk firmasının orada yaptığı yatırımın tutarı 160 milyon dolar.. 1-1.5 sene içinde bitirilecek fabrikada 700 kişi çalışabilecek.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan törende yaptığı konuşmada bir hususun altını çizerek vurguladı ve şöyle dedi: "Düne kadar ülkeleri ve onların ekonomilerini siyaset yönlendiriyordu. Küreselleşen dünya ile beraber bu durum tersine dönmüş ve ekonomiler siyasete yön verir olmuştur. Güçlü ekonomi = Güçlü siyaset Artık; güçlü ekonomilere sahip olan ülkelerde güçlü siyaset söz konusudur. Zayıf ve güçsüz ekonomilerde siyasetin başarı şansı yoktur!.." Birçok firma gibi Şişe Cam'ı da Bulgaristan'da yatırım yapmaya iten saik elbette ki sağlanan teşvik ve kolaylıklardır. Çelişkili halimizi yansıtması bakımından şu tespiti yapmamızda fayda var: Eğer; şu gördüğümüz ve bildiğimiz Bulgaristan AB için 2007 tarihini alabilmişse bizim, bu yapımızla 20 sene önce birliğe dahil olmamız gerekirdi! Yine Bulgaristan bu geri kalmışlığı ile özelleştirmeyi başarabilmiş ve biz hâlâ yerimizde sayıyorsak ve de ülkemiz için dış sermaye bekliyorsak, boşuna kendimizi kandırıyoruz demektir!