Uzun süredir, Türk Cemiyeti olarak ağız tadıyla bir bayram yapamadık. Toplumca "Buruk bayram"larla özdeşleştik adeta! Şimdi de; siyasi istikrarı sağlamaya çalışan Parlamento'da oluşan güçlü tek parti iktidarının önü ve dolayısıyla milletimizin ağız tadı, bilinen terör eylemleri ile kesilip bozulmak istendi. Elbette ateş düştüğü yeri yakar, ancak; terörden çok çekmiş milletimizin bu denli hunharca olaylar karşısında gösterdiği metanet ve sergilediği birlik ve bütünlük her türlü takdirin üzerindedir. Milletçe bu anlamlı duruştan dolayıdır ki; terör, vermek istediği mesajı bizzat almak durumunda kalmıştır! Hedeflediği amacına asla ulaşmamıştır ve ulaşamayacaktır. Ortam, beyhude yere gerildi! Terör olaylarının ardından düzenlenen cenaze törenlerinde, bazı yetkililerin acı içinde sarfettikleri bir kısım beyanları amacını aşmıştır. Suçlanan medya, bu durum karşısında ister istemez kendini savunma durumunda kalmış, o da bu savunma esnasında aynen yetkililerin hatasına düşerek, beyhude yere ortamı germiştir. Halbuki bu gerilimlerin kimseye faydası olmadığı gibi; terörün amaçladığı hedeflerden biri olduğu aşikardır. Milletin düşmediği böyle bir hataya, milleti idare edip ona yön verme durumunda olanların düşmesi kabul edilemez! Görevi ve sorumluluğu ne olursa olsun; sokaktaki vatandaştan devlet reisine kadar herkesin böylesine netameli ve toz-duman ortamlarında her zamankinden daha fazla serin kanlı olmaya ve olayları yatıştırmaya özen göstermesi lazımdır. ? "Teröre karşı ortak tavır arayışı" Bazı medya kuruluşlarının olayın şokuyla tanımlayabileceğimiz, tesiriyle "acemice" hareket etmesi ve habercilik heyecanı ile ham bantları denetimsiz olarak ekranlara yansıtması elbette pek nahoş olmuştur. Bu durum medya etiği ile asla bağdaşmaz ve doğru kabul edilemez. Nitekim; bu durumun farkına varan medya, bir ilke imza atarak; Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'nin davetlisi olarak eksiksiz, toplandı. Yazılı ve görsel bütün medya kuruluşlarının üst düzey yetkilileri ve sorumluları; "teröre karşı ortak tavır arayışı" için bir araya geldi. Bu cümleden olarak; 13 kişilik bir "ön çalışma grubu" oluşturuldu. Bu grubun yapacağı çalışmalar yine bütün medya kuruluşlarının yetkili ve sorumlularınca değerlendirilip varılan sonuç en kısa zamanda kamuoyuna duyurulacaktır. Bizim de katıldığımız bu toplantıda edindiğimiz intiba odur ki, bu ve benzeri olaylarda, olayın dışında olup taraf olanlar ve birbirlerini suçlayanlardan hiçbirisi sütten çıkmış ak kaşık değildir! O halde yapılması gereken, medeni insanların tavrı olup, meseleleri oturup, tartışarak sağlıklı bir neticeye vardırmaktır. Birbirini suçlayarak, kimse bir yere varamaz. Cereyan eden olaylarda "haberci" habere ulaşmak ister; bu, onun en tabii hakkı ve görevidir. Sorumlu ve yetkililerin evvel emirdeki görevi, "habercilere" kolaylık sağlamak ve onların sağlıklı haber almalarını temin etmektir. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok; gelişmiş demokrasilerde bu işler nasıl yapılıyorsa aynen öyle yapmak durumundayız. Oluşturulacak "kriz masasında" bir veya birkaç yetkili medya ile iletişimde görevli kılınır. Bunların görevi, medyayı doğru bir şekilde bilgilendirmek olmalıdır. Başka türlü sağlıklı bir iletişim kurulamaz. Hele, şimdi olduğu gibi; bütün haber kanallarını tıkar ve bir kısım medyaya ayrıcalık yapılıp; içerideki "gizlilik" dereceli bilgiler sızdırılırsa olacağı budur! Demokrasilerde hükümetsiz basın ve basınsız hükümet olamayacağına göre; tarafların birbirlerini anlamaktan; bunun da sağlıklı iletişimden geçtiğini bilmeyenimiz var mı? ? İpi germenin kimseye faydası yok! Hükümete karşı medya veya medyaya karşı hükümet dönemlerinden neler çektiğimizi biliyoruz: Bu demek değildir ki, her kesim görevini bihakkın yerine getirmeyecektir. Hükümet hükümetliğini medya medyalığını bilip görev ifa edecek. Ancak; mutlaka birbirini dinleyerek, konuşarak ve mutlaka sağlıklı ve sağlam bir iletişim kurarak. Yüce dinimizin bu mübarek ramazan günleri de bunun için bulunmaz bir fırsattır. Herkesin arzusu; milletimizin dirliği düzeni ve medeni âlemdeki yerini bir an evvel alması olduğuna göre; olaylara tersinden değil de biraz da doğru tarafından bakamaz mıyız? İpi germenin kimseye faydası yok! Haklı olsak bile "Haksızım" diyebilmek ve kendi hakkımızı karşımızdakine sunabilmek ne büyük erdemdir. Bu vesile ile Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder, bütün insanlığa hayırlar getirmesini dilerim...