Nihayet!.. -1-

A -
A +
Tanzimat'tan beri, hatta daha önceki 'Sened-i İttifak'tan beri; batılılaşma ve yenileşme hareketleri içindeyiz. İki yüz seneyi aşkın süregelen bu 'teceddüt-yenilik' hamleleri; imparatorluk ya da cumhuriyet devirlerinde hep tepeden dikte edildi. Âdeta; kendilerini doktor, milleti hasta görüp; hastaya ilaç sorulmaz, zorla da olsa tatbik edilir, zihniyeti hakim olmuştur.
Hem imparatorluk ve hem de cumhuriyet devirlerinde alınan tüm bu kararların, yegane karakteristik özelliği, bireyi ikinci plana itip devleti ana eksene yerleştirmesidir. Millete rağmen, her şey devlet içindir! Zira, onlara göre; millet henüz rüştünü ispat edememiştir!
Malum; dünyada yalnızca bize mahsus bir aydın(!) tipi vardır. Bu aydın tipinin tipik özelliği ise, milletin değerlerine yabancı ve hatta düşman olmasıdır!
İki yüz seneyi aşkındır; milletin tepesine musallat olan bu tiplerin; millete rağmen aldıkları kararlar ve yaptıkları reformlar(!) neticesinde devletle milletin arası açılmıştır. Bu açılma; zaman zaman 'düşman kardeşler' trajedyasına dönüşmüş ve bu yüzden de; dünyada emsali görülmedik şekilde, bizde 'iç düşman' ihdas edilmiştir!
Türkiye'nin siyasi haritası da, bu 'iç düşman'a göre dizayn edilmiştir. Son yıllarda oluşturulan illere bakın; hangi gerekçelerle kurulmuş olduklarını görürsünüz!
Devlet eliyle ötekileştirilen milletin idare şekli de; ister istemez 'Olağanüstü Hal', yahut 'Sıkıyönetim' olmuştur.
Şekli demokrasiye geçtiğimiz 1950 yılında iktidara gelen merhum Adnan Menderes; millete hizmet yolunda önemli adımlar atmış ve devletine küskün olan milleti barıştırmak adına büyük riskler almış ve bunun bedelini de, canını darağacında vererek ödemiştir!
Nitekim, millete hizmetkârlık yolunda reformlara girişen merhum Özal da; aynı ceberut-zorba devletin hışmına uğramıştır! Menderes ve Özal'dan gayri gelip geçen tüm siyaset ve devlet adamlarımız; idare-i maslahatçılıktan öteye gidememiş ve adları ve sanları demokrat yönetici olmalarına rağmen, hep devletin yanında ve milletin karşısında yer almışlardır.
Bu yüzden olsa gerektir ki, Başbakan Tayyip Erdoğan, "Demokrasi Paketi"ni açıklarken yaptığı konuşmada teşekkürü bunlardan esirgemiştir! Zira yapılan teşekkür millet adına idi; bunlarınsa, tabir caizse; milletle kavgaları vardı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.