Nükleer güç

A -
A +

Dünyamızda nükleer silaha (atom bombası) sahip ülkeler; başta ABD olmak üzere Rusya, İngiltere, Çin, Fransa, Hindistan, Pakistan ve İsrail'dir. Görüldüğü gibi belli başlı bu ülkelerin arasında yalnızca bir tek İslam ülkesi vardır; Pakistan. Pakistan, bu güce sahip olmak için uzun seneler mücadele etti. Merhum Başkan Ziya-ul- Hakk zamanında bu silaha sahip oldu. Pakistan, buna mecburdu; zira devamlı mücadele halinde bulunduğu komşusu Hindistan bu güce sahipti. Pakistan'ın nükleer silah gücüne sahip olması kolay olmadı. Gizli yürüttüğü çalışmaları, süper güçlerin gizli servislerince tespit edilmiş ve Pakistan devleti yetkililerinin bu işten vaz geçmeleri için tehdit üzerine tehdit edilmişlerdi. Pakistan, kendilerine yapılan gizli ve açık tehditlerin hiç birisine aldırış etmedi ve bildiği yolda devam etti. Ağır bedel ödedi Nedense, dünyamızda hiçbir devlet, İslam ülkelerinden her hangi birisinin nükleer güce sahip olmasını istememektedir. Bundan dolayıdır ki, bu silaha sahip olmak isteyen Pakistan'a çok ağır bedel ödettirmişlerdir. Pakistan'ın devlet Başkanı (merhum) Ziya-ul- Hakk dahil olmak üzere; Pakistan Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, birkaç bakan ve üst düzey bürokratların içinde bulunduğu uçak havada infilak ettirilmiş ve bu şekilde hepsinin ölümüne sebep olunmuştu! İran meydan okuyor Şimdi İran, ikinci İslam ülkesi olarak aynı yolda yürümek istiyor. Tabii bütün dünyanın şimşeklerini üzerine çekiyor. İran fütursuzca herkese meydan okuyor ve bir taraftan yaptıkları çalışmaların sadece barışçıl amaçlarla sınırlı olduğunu vurgularken, diğer yandan da hemen her kademedeki yetkilileri marifetiyle yapmakta oldukları açıklamalarla başta ABD olmak üzere bütün Batılı güçlere meydan okumaya devam ediyor. ABD, İran'ın bu tavrının affedilemeyeceğini ve asıl niyetlerinin atom bombası imal etmek olduğunu vurgulayarak bu duruma asla müsaade etmeyeceklerinin altını çiziyor. Bilindiği üzere İran, zaten ABD'nin terörist devletler listesinin başında yer almaktaydı. Buna da sebep, İran'ın Filistin'deki örgütleri desteklemesi gösteriliyordu. Ki, bu örgütlerin yegane hedefi İsrail'dir. ABD ise, İsrail'in güvenliğinden birinci derecede sorumlu olduğunu her fırsatta açıklamaktadır. Şimdi ne olacak? ABD, İran'a karşı öncelikle dünyanın belli başlı güçlerini (BM Güvenlik Konseyi üyelerini) kendi safına çekip ikna etmek ve bunun akabinde İran'a karşı izolasyonlar uygulatmak istiyor. Buna karşılık İran da pervasızca meydan okuyuşlarına devamla, ABD'yi Şeytan, İsrail'i ortadan kaldırılması gereken terörist devlet ve kendilerine karşı en ufak bir yaptırım karşısında da petrol üretimini kısacakları tehdidinde bulunuyor. Irak'tan sonra, İran'daki herhangi bir istikrarsızlık, tüm bölgeyi hatta dünyayı etkiler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.