Ya sev, ya terk et!" lafını, önce Başbakan Tayyip Erdoğan'a mal etmek istediler. Başbakan, çok net ve aleni bir şekilde bunu yalanlayınca, bu sefer; "vay; sen misin, bu söz MHP patentlidir!" diye iki partiyi çatıştırmak istediler. Belli ki, birileri bu memlekette kavgadan ve gerilimden medet umuyor. Bunun için de ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Bu zihniyet için kavganın, yahut gerilimin sebebi ve hedefi önemli değildir. Onlar için mühim olan kaotik ortam hazırlamaktır. Zira, akla gelebilecek veya gelemeyecek ne kadar melanet iş varsa bu denli kaotik ortamlarda icra ederler! Türkiye'miz çok hassas bir dönemden geçmektedir. Bunun sebebi de yaklaşan Mahalli İdare seçimleri ve bu seçimlerle ilgili olarak bölücü örgütün ortaya koyduğu terör eylemleridir. Ayaklarının altındaki halının çekilmekte olduğunu gören bölücü örgüt mensupları ve onların sempatizanları âdeta deli-divaneye döndüler! Terör eylemlerinin en alçakça olanını; çocukları meydan yerine sürerek gerçekleştirmektedirler. Gözleri öylesine kararmış ki, ülkenin Başbakanına 'gelme!' demek küstahlığında bulunabilmektedirler! Hangi partiden olursa olsun, bir Başbakanın ülkesinin herhangi bir köşesine gidemeyecekse; o köşe (belde, kasaba, ilçe veya şehir) o ülkeden sayılabilir mi?!. Bu demektir ki, böylesi bir durumda ne pahasına olursa olsun; Başbakan o yöreye gidecektir! Nitekim, sayın Başbakan da aynı şeyi yapmıştır. Bu ziyaretler sırasında, bölücü örgüt mensupları, çocukları kandırarak veya korkutarak; bir yandan da yüzleri maskeli kişilerce yönetilerek; ellerindeki taşlarla Başbakana 'gelme!' deme küstahlığı sergilenmiştir! Siyasi görüşü ne olursa olsun (sağcı veya solcu) aklı başında hemen herkes; "Diyarbakır'da ve Güney-Doğu'daki mahalli seçimlerde AK Partili adayların desteklenmesi gerekir" diyorlar. Çünkü, bölgede iki parti var; biri malum parti, bir diğeri de AK Parti'dir. Bu bölgemizde, diğer partilerin esamisi okunmamaktadır. Şu halde bu partilerden herhangi birisine oy vermek, malum zihniyete hizmet etmekten başka mana taşımaz...