Önce iç barış! -1-

A -
A +
Son günlerde kasıtlı olarak dillendirilen bir konu var; milletin kamplara bölünmesi, ayrıştırılması, ötekileştirilmesi... Mahut çevreler, Yüce Divan'lık bu suçu; ülkemizin kangren olmuş Kürt problemini, 'milli birlik ve kardeşlik projesi' adı altında çözmek isteyen Başbakan Tayyip Erdoğan'a yüklemek istiyorlar.
Halbuki; cümle alemin bildiği üzere, bu toplum; tam seksen beş senedir ayrışmış durumdadır. Seksen beş sene öncesinden gelen olayla, Tayyip Erdoğan'ın ne ilgisi olabilir? Bu hal, kara propagandadan başka bir şey değildir ve bunu dillendirenlerin gülünç olmalarından maada bir anlam taşımamaktadır.
Gelelim meselenin gerçek yüzüne.. Türkiye toplumunun ayrıştığı belli başlı konular: 1-Kürt problemi, 2-Sünni-Alevi problemi, 3- Bizdeki laiklik anlayışından kaynaklanan problem, 4-Azınlıklarla olan problemler, 5-Beyaz Türk-Zenci Türk problemi...
Dikkat edilirse; bu problemlerin bir kısmı devletle vatandaş arasında; diğer bir kısmı da vatandaşların kendi aralarındaki problemlerinden kaynaklanıyor. Yani, daha açık ifadesiyle; ne milletle devlet arasında gerçek bir barış var ve ne de milletin kendi arasında bir uyum, kardeşlik ve ahenk var!
Bütün bu ayrışmaların temel sebebi; millete rağmen iş yapmaktan ileri geliyor. Milleti cahil, bir şeyden anlamaz addedip; onun adına ve ona rağmen alınan kararlar; milleti bölmekten öte bir işe yaramadı ve bu yüzden CHP sittin senedir iktidar yüzü göremiyor!
Aynı CHP; millete tepeden bakan 'Beyaz Türkler'i oluşturdu ki, bunlar; kendilerini memleketin gerçek sahibi görürler ve kendi oyları ile köylü Mehmet ağanın oyunu asla bir tutmazlar. Bundan dolayıdır ki, milletin oyları iktidara gelenleri meşru görmeyip; her on yılda bir alaşağı ederler veya edilmesini can ü gönülden desteklerler!
Dünyadaki modern toplumların geldikleri nokta demokrasi olduğuna göre; bizdeki 'Beyaz Türkler'in de demokrasiyi hazmetmeleri ve milletle eşitlenmeleri olmazsa olmaz şarttır! Şu halde; ayrıştırılan bu kesimlerin öncelikle yan yana gelmeleri temin edilmelidir. Daha yan yana gelememiş toplulukların bir ve beraberliğinden söz edilebilir mi? Dikkat edilirse, bu ayrışmanın temelinde sosyolojik, kültürel ve ekonomik olgular yatar. Bunların birlikteliği, öyle akşamdan sabaha olacak cinsten değildir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.