Özal ve başarısı

A -
A +

Milletlerin tarihlerinde çok az insan vardır ki, milletleri adına büyük işlere kalkışmış; bu denli ağır yüklerin altında ezilmeden devasa başarılara imza atmışlardır. Bu denli heveslere kapılan maceraperestler çok olmuş; ancak, bunların hemen hepsi hem kendi sonlarını hazırlamış ve hem de milletlerine çok büyük zararlar vermişlerdir. Maceraperestin tipik örneği Enver Paşa ve onun avaneleridir. Merhum Özal, uzun seneler devlet hizmetinde bulunmuş; bürokrasinin en üst kademelerinde sorumluluk alarak, devletin işleyişini daha açık ifadesiyle işleyemeyişini yaşayarak görmüştü. Doğruları biliyor, yapılması gerekenleri söylüyor ama; körolası siyasi iktidarlar, popülizm uğruna yanlış üstüne yanlış kararlara fütursuzca imza atabiliyorlardı. Adeta bir yay gibi gerilen Özal, hep o günü yani, karar mekanizmasının başına geçeceği günü kolladı. 12 Eylül askerî müdahalesinden sonra talih, bu yönde önünü açtı, seçildi ve tek başına iktidara geldi. Onun devraldığı Türkiye Özal'ın devraldığı Türkiye, halkına sırtını dönmüş, her türlü hürriyetin zincirlere vurulduğu; ekonomik yönden kelimenin tam manası ile komünist, idari yönden bürokrasisinin halkını esir ve yurdunu işgal ettiği bir ülke konumundaydı. İhracat veya döviz; bunlar da ne? Ülke dışına çıkılamıyordu ki, bunlar gerçekleşebilsin! Cebinde döviz bulundurana, eroin taşıyor muamelesi yapılırdı. Konuşamayan (saatlerce hat düşmüyordu çünkü) telefona sahip olabilmek 15-20 sene sıra beklemek gerekiyordu. "Çerçeve'den Yansımalar" programımıza katılan Sn. Zeynel Abidin Erdem'in ifade ettiği gibi; Özal bu durumu; dünyanın her tarafından anında görüşülebilecek şekle sokarak 12 dakikaya indirdi! Özal, kendine ve milletine güveniyordu. Zira, milletini tanıyordu; onun içinden, onun şartlarını zorluklarını yaşayarak gelmişti. Yapılması gereken şey, milletini hür dünyaya entegre etmekti. Bunun için de evvel emirde, milletinin ayaklarındaki prangaları kırdı! 141, 142, 163. maddeleri kaldırıp, bir dizi hürriyeti milletine verdi. İş adamlarının ellerinden tutup, uçaklar dolusu insanı yurt dışına taşıdı; oralardaki partnerleriyle tanıştırarak, önce ufuk açtı. Yani Türk insanının beynini ve gönlünü dış dünyaya açarak "çağ" ile buluşturdu. Bütün bu inkılaplar, elbette bu mevzuatla ve bu bürokrasiyle yapılamazdı. Bakın bu milenyum çağında bile hâlâ yapılamıyor; bürokrasi, tek başına iktidara gelmiş AK Parti hükümetine direniyor? Başbakan Tayyip Erdoğan bundan dert yanıyor. Geçen gün ziyaretime gelen, maliyeci bir bilim adamı ile Özal'ın ekonomideki başarısını konuştuk. Kısa zamanda Türkiye'yi nasıl bir baştan öbür başa şantiyeye çevirdiğine ve ayağa kaldırdığına dikkat çekerek, aynen şunları söyledi: "Bu mevzuat ve bu bürokrasi ile elbette yapamazdı. Özal, bu yapıyı çok iyi bildiği için by-pass yaptı. Çeşitli fonlar oluşturarak, işleri tek elden, müessir şekilde yürütebildi. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığını kurarak başına; bakanlardan da güçlü ve yetkili bir adamını oturttu..." Özal'ı anlayamayıp, olmayan dövizimizi bitirecek diyenler; seneler senesi yönetimleriyle ülkeyi 50 sente muhtaç hale getirmişlerdi. Oysa; Özal'ın serbest piyasa ekonomisine geçişiyle birlikte, o gün bugündür döviz sıkıntımız olmamıştır. O gün veya bugün Özal karşıtlarına dikkat edin; bunlar, dünyanın geldiği noktayı ve gitmekte olduğu yönü görememekte ve okuyamamaktadırlar. Aziz milletimiz unutmadı Şayet merhum Özal, turizmdeki potansiyelimizi görüp harekete geçirmeseydi bugünleri bile mumla arardık! Bugün gelinen nokta; senelik 17.5 milyon turist ve bunların bir yılda bıraktıkları döviz 12.5 milyar dolardır. Tamamen Özal'ın eseri olan bu tabloyu, muarızları hayal bile edemiyordu. Türkiye ve Türk milleti için Özal, bir milattı. Bu durumu istikbalin tarihçileri çok daha iyi yazacaklardır. Başbakan ve bakan yaptıkları, nankörlük edip kendisini ve ailesini unutmak isteseler de, aziz milletimiz, gönlüne gömdüğü Özal'ı unutmadı, unutmayacaktır. Bu arada; Özal'ın vefatından sonra yalnız kalan aile ile yakından ilgilenen vefalı dost sayın Zeynel Abidin Erdem Beyefendiye, göstermekte olduğu kadirşinaslıktan ötürü kalbî şükranlarımı sunuyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.