Terörle mücadele, klasik ordularla; bu orduların mensupları ve bunların geliştirdikleri savaş metotları ile olmuyor. Bu durumu ise, 25 senedir terörle mücadele etmekte olan Türkiye biliyor. Yani, terörle savaş, nizami orduların işi değildir. Terörle etkin mücadele için; vaktiyle İçişleri bakanlığı bünyesinde ayrı bir müsteşarlık kurulması istendi. Bürokratların gücü, bu durumu, kuvveden fiile çıkarmaya yetmedi. Siyasi iktidarlar, her nedense böyle bir karar almadı; alamadı. 16 Ekim 2008 tarihinde yapılan zirve toplantısında; terörle mücadelenin aynı minval üzere yapılması kararı alındı. Siyasi irade bu kararın arkasında adurarak, bu durumu bir an önce kuvveden fiile çıkarmalıdır. Zira çok geç kalınmış bir husustur. Terörle mücadele için, özel birlikler oluşturulması fikri de yeni değildir. Vaktiyle, hem jandarmanın ve hem de Emniyet'in bünyesinde bu tür oluşumlar kurulmuştu. Bu kuruluşlar sayesinde; terörle mücadelede epeyce mesafe de almıştık. Buradaki eksiğimiz, bu kuruluşları daha sonraları kontrol edemeyişimiz olmuştur. Kontrolden çıkan bu kişilerden birçoğu; devlet adına çalışıyorum diye kendisine hizmet etmiştir. Devletin buradaki zaafı, bu kurum ve kuruluşlar ile bunların mensuplarına, yeterince ve sonuna kadar sahip çıkmaması olmuştur. Bunlardan birçoğu tedaviye ve korunmaya muhtaç iken, başıboş bırakılıp, kendi hallerine terk edilmiştir. Kendilerinin kullanıldığını zanneden bu kişilerden bir kısmı; kendileri adına birçok kanunsuz eylemlere girişmekten çekinmemişlerdir. Bu hataya bir daha düşülmemeli; devletin kontrolünde olması gerekli bu zevat, ömürlerinin sonuna kadar gözetilip, korunmalıdır. Bunun için gerekli kanuni müeyyideler bir an önce çıkartılmalıdır. Bu şekilde; hem terörle etkin mücadele sağlanmış olur ve hem de bu insanlara sahip çıkılmış olur. Ayrıca; terörle mücadelenin en etkili yolu; milletçe aynı iradeyi ortaya koyup, bunun arkasında olmak ve mücadele unsurlarını koordine edip, bunların tek elden hareket etmelerini sağlamaktır. Terörle mücadelede her kurum ve kuruluş; öyle kendi başlarına mücadeleye girişmemeli; bütün bunlar tek bir merkezden koordineli olarak yönlendirilmelidir. Dün olduğu gibi, asker ayrı istikamete çeker, siviller ayrı tellerden çalarsa; meydana gelecek kaotik ortamdan, şahısları adına faydalanmak isteyenler çıkar! Geçen dönemlerde meydana gelen bu tür olaylarda hâlâ pirincin taşını ayıklayabilmiş değiliz! Sıfatı ve görevi ne olursa olsun; hiç kimse kendisini devletin yerine koyup eylem yapamaz.