Özür kurtarır mı?

A -
A +

ABD ile müttefiki İngiltere'nin yöneticileri, Irak'ta uyguladıkları akıl almaz işkencelerden dolayı özür üzerine özür diliyorlar. Hangi özür onları affettirebilir; zira özürleri kabahatlerinden büyük! Bakınız ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, koskoca ABD'yi Irak üzerine saldırtan raporlar konusunda ne diyor: "Irak'ın kitle imha silahları raporunu BM'ye sunduğumda, rapor istihbarat kaynaklarının ortak sağlam berrak yargısını içerir nitelikteydi. Esasında bu istihbarat kaynağı kusurluydu, hatalıydı. Yanlış yönlendirici bilgi önceden tasarlanarak aktarılmıştı..." ABD gibi tüm dünyayı avucunun içinde gören bir ülke, kendisini savaşa sürükleyebilecek bir karara mesnet teşkil edecek yalan ve yanlış raporlarla yönlendirilebilir mi? Bu sualin cevabı; maalesef evettir. ABD Başkanı Bush'un seçimleri nasıl kıl payı ve mahkeme kararıyla kazandığını hatırlayanlar, bu "evet" cevabının ne manaya geldiğini bilirler. ABD'nin de "derin devlet"i var ve burada yegane hakim unsur Yahudi'dir. İsrail, kendisini içinden çıkamadığı beladan kurtarsın diye ABD'yi bölgeye getirmeye zorlamış; bunda muvaffak olmasına rağmen, isteklerine kavuşamamıştır. ABD batağa saplanmıştır! Zira, ABD'nin kendisi bizzat batağa saplanmıştır. Artık bu beladan nasıl kurtulurum derdindedir. ABD, İsrail'in mutazarrır olduğu, terör örgütlerini besleyip destekleyen komşu ülkelerine ise müdahale yerine ambargo uygulamakla yetinmek zorunda kalmıştır. Nitekim ABD, Irak'ta işini rahatlıkla bitirebilseydi, sıranın Suriye'de olduğunu açıklamıştı. Ardından İran gelecekti. Şu halde, Iraklıların direnişi. ABD'nin tüm bölge üzerindeki heveslerini kursaklarında bırakmıştır. ABD yönetimini hem içeriden (CIA ve Yahudi Lobisi) ve hem de dışarıdan İsrail ve İngiltere yanıltmış, kelimenin tam anlamıyla bataklığa sürüklemiştir. ABD'nin gerçek yanılgısı, güçle her şeyi halledebilirim düşüncesi ve bunu körü körüne uygulamaya koymasıdır. Halbuki İsrail-Filistin Savaşı gözlerinin önünde idi ve orada tanka karşı sapanla mücadele ediliyordu. Tankın ezici gücü, bir türlü sapanı yer ile yeksan edemiyordu. Terörü bahane edip ülkeleri işgale yeltenenler, bütün bu ülke halklarını terörist (!) yaptıklarının farkında değillerdi. Yayınlanan işkence fotoğrafları ise; orduların yapamadığını yapmış; ABD ve İngiliz yönetimlerinin ipliğini pazara çıkarmaya yetmiştir. Her iki ülke yönetimleri de sıkıntıdadır. Prestij kaybettiren fotoğraflar! Yüz karası bu fotoğraflar, önümüzdeki sonbaharda yapılacak ABD Başkanlık seçimlerini doğrudan etkileyecektir. Zira, bu fotoğraflarla; yönetimlerin prestiji, ABD ve İngiltere'nin kendi kamuoylarında da yitirilmiş bulunmaktadır. Medeniyetin bayraktarlığını yapan ABD ne hallere düştü! Dünyaya ve özellikle Türkiye'ye insan hakları dersleri vermeye kalkışanlar ve bu durumu her seferinde dayatanların bu halleri gerçekten trajikomiktir. ABD yetkilileri, 30 Haziran itibariyle, Irak'taki yönetimde yetki devrinde (!) bulunacaklarını ancak, Irak'ı terk etmelerinin söz konusu olmadığını açıkladılar. Demek ki; bataklığa biraz daha saplanmak istiyorlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.