Parayı veren düdüğü çalıyor!

A -
A +

Seneler senesi 'Bağımsızlık!' diye boşuna avunup durmuşuz! Daha doğrusu 'bağımsızlık' kavramı bizlere çok yanlış tanıtıldı. Halbuki, biz değil miydik; Meclis'inin duvarına 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!' deyip, milleti kaale almayan?! Demek ki, orada yazılan 'egemenlik' mefhumu da, 'kayıtsız' ve 'şartsız' sıfatları da, bizim bilmediğimiz başka manalar içeriyormuş meğer!.. Öyle ya; hakimiyet milletin elinde idiyse, millet neden jandarmadan, polisten ve devletten korkup kaçar olsun?! Milletin gözünde maliyeci, niçin 'öcü!' gözüksün?! Hakim sınıf millet idiyse; milletin, devlet dairelerinde itilmesine, kakılmasına horlanıp aşağılanmasına ne diyecektik? Milletin seçtiği Başbakanlar asılıp, alaşağı edilirken; 'Sizi buraya tıkan güç, böyle istiyor!' gibi herzelerle söylenen ve yapılan, baskı, zulüm ve akıl dışı hareketleri, 'Milli egemenliğin' neresine sığdırabiliriz?! Bugün, gelinen dünyada, milletlerin ve devletlerin 'egemenliği' tartışılıp, yeni manalar kazanıyor. Ekonomik yönden en güçlü ülkeler bile, bize anlatılan ve yutturulan manasıyla tam bağımsız değiller. Olamazlar da.. Ekonomik sınırların kalktığı günümüz dünyasında, fiziki sınırların kakması gündemde. Kendine güvenen birçok ülke, bunu başardı bile. Biz ise, hâlâ; 'egemenliğin' sahibi olarak tanımlayıp tavsif ettiğimiz milletin giyim ve kuşamından, neye, ne kadar ve nasıl inanabileceğinden ve neyi düşünüp, nasıl ifade edebileceğinden dem vuruyoruz! Asıl çağ dışılık, bu kepaze hal değil de nedir? Bakınız; IMF Başkan Yardımcısı Fischer, iki günlük Türkiye ziyaretiyle; bizim anlı ve şanlı yetkililerimizden 'tekmil' alıp gitti. 'Egemenliğimiz çiğneniyor' diye, kimse sesini çıkarabildi mi? Hani, nerede; milli onur, bağımsızlık, ve milli haysiyet? Eğer, parayı veren düdüğü çalabilecekse; milletin güvenine layık olup, istemesini bilseydiniz, IMF'e ve dış güçlere hiç gerek kalmadan bu millet varını yoğunu size verecek ve sizler de bu zillete düşmeyecektiniz! Yeter ki, bu milleti aşağılamayın; onun değerleri ile alay etmeyin ve onu gerçek manasıyla egemenliğin hakiki sahibi görüp kabullenin! Yani, samimi olun; söyleyip yazdıklarınızla, yaptıklarınız birbirini tutsun! Dünya üzerinde, milletiyle barışık olmayan hangi devlet huzur bulup payidar olabilmiştir? Çok şükür, milletimiz devlet nimetinin şuurundadır ve devleti uğruna seve seve canını feda etmektedir. Ama, bu tek taraflı sevdanın, devleti idare eden 'iğreti adamlar' yüzünden karşılık görmediği de bir gerçektir. Ne zaman, adam gibi adamlar gelip, devletiyle milletini kaynaştıracak? IMF, şimdilik bunu başarıyor derseniz; onun bütün bu fedakârlıklarını babasının hayrına yaptığını zannetmeyin! Millete reva görmediğiniz 'egemenlik', IMF'nin eline geçti bile!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.