Sayıları 50'ye yaklaşan siyasi partilerimiz neyin habercisidir dersiniz? Bir parti enflasyonumuz eksikti, onu da kendi usullerimize göre bir güzel hallediverdik! Siyaset kurdu olmalarına karşın, siyaseti nalıncı keseri gibi devamlı surette kendi şahsi çıkarları doğrultusunda kullanan bazı aklı evvellerimiz; çok partinin olması demokrasinin ifadesidir, milletimiz sağduyu sahibidir, onları ayıklamasını bilir ve yapılacak ilk seçimlerde siyasi istikrarı sağlar diyorlar. Bu denli söylemler, siyasette kaostan medet umanların hezeyanlarından başka bir mana ifade etmez. Önüne gelen 50'ye yakın siyasi partiyle nevri dönen millet, bunlardan hangi birisini ayıklayabilecek ve siyasi istikrarı nasıl sağlayabilecektir? Siyasetçiler, evvela sebep oldukları bu karakuşi halin hesabını versinler! Yapılan bütün kamuoyu yoklamaları, milletin yüzde 50'den fazlasının mevcut siyasi partilerden hiçbirisine güvenmediğini gösteriyor! Yani, mevcut siyasilerin siyasetteki beceriksizlikleri yüzünden siyaset meydanı boş kalmıştır ve siyasetteki yeni arayışlar bu boşluğu doldurmaya matuftur. Şu anlayışa bakın ki; tepedeki 20 kişi, aralarında anlaşıp birleşemiyor ve bu durumu imkansız görüyor da; oy verecek 20 milyon kişinin 50 parti karşısındaki tercihlerini bir veya iki partiye kullanıp birleşmeyi sağlamayı mümkün görebiliyorlar! Onlar söyleyemiyor ama, biz söyleyelim: Mevcut siyasi partilerin hemen hepsi statükocudur, değişime ve yeniliğe kapalıdır. Ve bunlar, dünyadaki ve içerideki toplumun değişimini görmezlikten gelmek istemektedirler! Bu anlayış, maalesef adı demokrasi olmasına rağmen dünya üzerinde Küba ile birlikte, yegane komünist kalan devletçi yaklaşımdan başka bir şey değildir. Yine bu anlayış; köhnemiş ve hantal yapısıyla devleti çürüttüğünün farkında değildir. Oysa; yaşamakta olduğumuz asır ve gelecek günler, hep ferde endekslidir. Sınırların kalktığı, ülkelerin birleştiği, karşılıklı olarak egemenliklerden fedakarlık yapılan bir dünyada, dairenin merkezinde fert vardır. Ve her şey ferde göre; ferdin istek ve özlemlerine göre şekillenmektedir. Memur zihniyeti, yani devletçilikle kalkınabilseydi; bu sistemi en katı şekliyle uygulayan Komünist Rusya kalkınırdı. Adamlar, bu sistemi 70 sene denediler ve 70 sene geri gittiler. Bugün bile, ABD buğday vermese Ruslar açtır! Bu cennet vatanda; köhnemiş ve hantal sistemin ve liyakatsiz politikacıların elinde Türk toplumu da maalesef açlığa mahkum edilmiştir. Bu kepaze hale mahkum edilen millet, hangi siyasetçiye ve hangi siyasi partiye güvensin? Demek ki, siyasetteki bu yeni oluşumları, sistemin kendisi ve liyakatsiz siyasetçiler üretiyor!