Üstad Necip Fazıl ruhunun derinliklerindeki ‘Peygamber’ aleyhisselam aşkını şu dizelerle terennüm eder:
Sen, fikir kadar güzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını süzmüş ezel;
Bal sensin, varlık petek…
Sensin ölüme hisar;
Bâkisi hep inkisar…
Sar bizi, çepçevre sar,
Rahmet rüzgârı etek!..
Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam, insanın ve insanın dışındaki âlemlerin varlık sebebidir. Yani, yine Üstad’ın tabiriyle; ‘O aleyhisselam ki, o yüzden varız.’ Dolayısıyla; insanoğlu için en yüce hâl, O’na benzeme, O’nun gibi olma keyfiyetidir. O’na benzemenin ne demek olduğunu bilen Allah dostları; en ufak bir harekette O’nun gibi olmayı dünyalara ve hatta ahirete değişmezler.
Dışarıdan bakılınca en bariz vasfı; hep düşünceli ve devamlı hüzünlü hâlde bulunmasıdır. O aleyhisselam, sonsuzluk diyarının sultanıdır; zira O’nun hamurunu Cenab-ı Hakk, sevgi çamurundan yaratmıştır. Kendi suretinde yarattığı insana üfleyerek ‘can’ vermiş ve bu yaratılışın en zirve-mükemmel örneğini, bal misali süzerek seçmiş ve adına Muhammed (övülmüş)-Mustafa (seçilmiş) sallallahü aleyhi ve sellem diyerek O’nu âlemlere rahmet olarak göndermiştir.
Rabbi, O’nu (aleyhisselam) o kadar sevmiş ve o denli sevimli kılmış ki; O’nu kendi sıfatları ile bezemiş ve O’na bazı isimlerini vermiştir. Mesela; O’na (aleyhisselam) ‘YA-SİN’ diye hitab ederken: ‘Ey! Bahr-i yakinimin sebbahı olan Habibim- Beni en ziyade bilen-anlayan, seven ve hürmet eden Sevgilim!’ buyurmuştur.
Bu cümleden olarak; Ahzab suresi 6. Ve 56. Âyet-i kerimelerde mealen: ‘Peygamber, mü’minlere kendi-öz canlarından daha yakın… Allahü teala ve melekleri Habibine salevat ediyor ve mü’minlerden de O’na salevat getirmelerini ve tam bir teslimiyetle selam vermelerini istiyor.’ Cenab-ı Hakk’ın salevatı, O’nu rahmetine gark etmek ve Onun şanını yüceltmektir.
Merhametlilerin en merhametlisi olan Allahü teala O’nu (aleyhisselam) öyle nazik, ince ruhlu, şefkat ve merhamet deryası kılmış ki; kendi mukaddes isimleri ‘rauf ve rahim’ ile O’nu isimlendirmiştir: ‘Andolsun size öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, çok merhametlidir.’ (Tevbe suresi 128. Âyet meali)
O’nun aleyhisselam, ‘elbette yüce bir ahlak üzere olduğunu' (Kalem-4) ve ‘bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderildiğini’ (Sebe-28) ve ‘Andolsun ki, Resullullah sizin için, Allahü tealaya ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allahü tealayı çok zikredenler için güzel bir örnek’ (Ahzab-21) teşkil ettiğini; bizzat Cenab-ı Hakk Kur'an-ı kerimde mealen buyuruyor.
İşte; sevgili Peygamber Efendimizin; idrakimizin çok uzağındaki üstünler üstünü yaratılışına bir nebze olsun işaret ettiğimiz bu yüce hâlinden dolayı; İmam-ı Muhammed Ma’sum hazretleri Mektubat kitabının 4. Cilt, 128. Mektubunda bu hususa dikkat çekerek buyuruyor ki: ‘Resullullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) muhabbeti her şeyden ve kendi nefsinden ziyade olmayınca, iman tamam olmaz!’
Cenab-ı Hakk anlayışımızı artırsın ve Habib-i mükerremine uymakla şereflendirsin ve şefaatlerine nail kılsın. Amin.