Pes doğrusu!

A -
A +
Vicdansızlar, dün olduğu gibi bugün de acıyı yağmalamak istedi! Acıyı siyasi ranta çevirmek ve onu; bitip tükenişimizin, bölünüp parçalanmamızın sermayesi addedip tedavüle soktular!

Ne günlere kaldık, sevgili okuyucularım! Büyük felaketler ve acılar karşısında bile birleşemiyor; birlikte ağlayamıyor, birlikte hüzünlenemiyoruz. Evet; ateş düştüğü yeri yakar da, o yanan yüreklerden ve yükselen figanlardan hiç mi ibret alınmaz?! Buna vurdumduymazlık denmez, ancak hastalıklı bir ruhun hainliği denebilir.
Bize ne oldu diye sormayı yersiz buluyorum; zira, bize neler olduğunu hepimiz pek iyi biliyoruz! Çoğumuz dillendirmesek de, dillendirmekten çekinsek de çok iyi biliyoruz!
Soma'da ocaklara ateş düştü; bu kez kömür değil, insan bedenleri kor olup düşmüşlerdi onca ocaklara! Yükselen ağıtlar Arş'ı titretmişti! Ülkenin dört bir yanından ve dünyanın muhtelif köşelerinden yardıma koşulmak istendi. Koşuldu da.. Ama...
Canlar, yaşayabilmek için hava istiyordu; oysa verilmesi gereken hava canları yakacaktı!
Çoluk çocuğunun ekmeği uğruna, her gün evinden helalleşerek çıkan ve ardındakileri her an endişe içinde bırakan kahraman madenciler, makamların en yükseği şehitliğe erişerek Hakk'a yürüdüler.
Onlar, ebedi saadeti kucakladılar; ya bizler? Bizler ne yaptık; neler yapmaya çalıştık ve; elan neler yapmaya çalışıyoruz? Bunları gördükçe insan, şu ayet-i kerimeyi hatırlamadan edemiyor: "... İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizleri helak eder misin Allah'ım?!"
Vicdanları nasır tutarak dumura uğramış bu nadan takımı; mahut medyada ve özellikle sosyal medyada tüm çirkefliğini sergiledi. Sergilenen pespaye ifadeleri buraya alıp yazımı kirletmek istemem doğrusu.
Vicdansızlar, dün olduğu gibi bugün de acıyı yağmalamak istedi! Acıyı siyasi ranta çevirmek ve onu; bitip tükenişimizin, bölünüp parçalanmamızın sermayesi addedip tedavüle soktular!
Hep söylüyoruz ama, bir türlü anlatamıyoruz; biz, daha işin başında ilk düğmeyi yanlış ilikledik! Ne yaparsak yapalım; hangi doğruları yapsak da, iliklenen düğmeler hep yanlış yerlerde olacak ve bu giyişi daima sakil duracaktır.
Ayrılmayı, parçalara bölünmeyi esas addedip; işin olmazsa olmazı bilmişiz! Ardından da birlik ve beraberlik istemişiz! Bu ne menem istek; önce çil yavrusu gibi dağıt, ardından; hadi toplan, de!
Sen, rahmeti ayrılıkta aramışsın; daha hangi birlik ve beraberlikten bahsediyorsun?!
Yasta bile bir araya gelemeyen cemiyetin kendine yaptığını, hangi düşman yapabilir?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.