Pişkinliğin böylesi!

A -
A +

İktidarda kalmak söz konusu olduğunda, partilerimizde ne ilke kalıyor, ne de milletin gözünün içine baka baka verdikleri sözlerin bir değeri! Koltuk mevzubahis olduğunda, her şeyi unutup, hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edebiliyorlar! Bu halin son örneklerini, koalisyon partilerinin ibretlik söz ve davranışlarında görmekteyiz. Partisi her geçen gün mum gibi eriyen Başbakan Bülent Ecevit, ayağının altındaki halının kaydığını görmezlikten gelerek, seçimler 2004'te yapılsın diyor! Yani bıraksalar, 2004'e kadar Başbakanlığı paşa paşa sürdürecek! Hele sağlığı el verse, Rahşan Ecevit'le beraber, siyasete tek başlarına yeniden de başlayabilirler! Ecevit'in bu anlaşılmaz tutumundan ziyade insanı kahreden, etrafındaki çanak yalayıcıların, kraldan fazla kralcı geçinmeleri; hem nalına hem mıhına vurarak suret-i haktan gözükmeleridir: 'Biliyorsunuz, sayın Ecevit son derece prensip sahibidir. Güvenoyu sayısını yitirdiği gün, derhal istifa eder. Ama, görüyorsunuz, ülkemiz çok nazik dönemden geçiyor! Hasta haliyle bile, müthiş bir özveride bulunarak Başbakanlığı sürdürüyor. Aynı gerekçe ile, 4. parti konumuna düşse de, (partide, milletvekili olmayan Rahşan Ecevit'le baş başa kalsa da -bu, bizim yorumumuz-) istifa etmeyecektir, etmemelidir!' Koalisyon protokolünde, MHP'nin sadık kalmayı vadettiği maddeleri arasında; Ecevit'in Başbakan olarak ölmek arzusu yok ama; demek ki, protokolün yazılmayan ve uyulması gereken maddeleri de varmış! Devlet Bahçeli, bundan önceki demeç ve söylemlerinde, koalisyon ortaklarının yalnızca idam konusunu, muhalefetle iş birliği yaparak Meclisten geçirebileceklerini; bunun dışındaki konularda muhalefetle iş birliği halinde hükümeti bozacaklarını defaatle vurguladı. Şimdi ise, iktidarda kalmak pahasına; koalisyon ortaklarının her konuyu muhalefetle görüşüp kanunlaştırabileceklerini ve bu durumun hükümeti ilgilendirmediğini söylüyor! Yani, biz koltukta kalalım da, bizim dışımızda ne kararlar alınırsa alınsın, mühim değil; demeye getiriyor! Koalisyonun diğer ortağı ANAP lideri Mesut Yılmaz ise, hepsinden pişkin çıkarak; 'Meclis'i bir an evvel toplantıya çağıralım. Muhalefet partilerinin, AB konusunda millete verdikleri sözler var. Koalisyon ortaklarımız istemese de, biz bunları muhalefet partileri ile çıkartırız. Hatta, Seçim ve Siyasi Partiler Kanunlarını da değiştirebiliriz! Dışımızdaki partilerle de görüşüp, bildiriyi imzaya açacağız!' Şimdi sorarım size; hangi muhalefettir ki, iktidar partileri Meclis'te çoğunluğu kaybettiği taktirde, o hükümeti al aşağı etmez ve tarafsız bir seçim hükümeti ile seçimlere gitmek istemez?! Seçimlerde, iktidar imkanlarının kullanılmayacağının garantisini kim verebilir? Arzu edilen, AB'ye giden kanunları çıkarmak ise, onları isteyen ve istemeyen partiler belli! Bunları isteyen partilerin koalisyonundan daha tabii ne olabilir? O vakit, seçimler 2003'ün ilkbaharına da kalabilir! Yeni oluşumcuların lideri İsmail Cem'in dilinin altındaki bakla da bu zaten!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.