Netameli bir coğrafyanın insanlarıyız; bizdeki insan tiplerinin örneklerini dünyanın hiçbir ülkesinde göremezsiniz! Mesela bizdeki muhalefet; özellikle anası, ne ister biliyor musunuz? Bu iktidar gitsin de ne olursa olsun! Ne demek ne olursa olsun; yani ülke yakılıp yıkılsın mı? Evet, evet; yeter ki bu başbakan ve onun iktidarı gitsin... Yani biz yoksak tufan olsun! Bizdeki köşe yazarının da dünyada emsali yoktur! Gazeteci-yazar, elbette iktidarı tutacak diye bir kaide yoktur; bilakis tenkit mevkiinde olacaktır. Bizimkiler tenkit değil; ajan provokatör olarak kalem sallıyor! Kendi dağarcıklarındaki küfürleri bitince; yabancı gazetelerin köşe yazarlarının küfürlü yorumlarını alarak gazetecilik yaptıklarını sanıyorlar. Yeter ki, bir ecnebi gazeteci-yazar, kendi ülkelerinin başbakanına veya onun iktidarına sövsün; derhal baş tacı ederler; manşetlerine ve sütunlarına taşırlar. Böyle bir muhalefet anlayışı dünyanın neresinde vardır: CHP'li vekil, İzmir'de eyleme katılan çocuklara; başbakana küfretmeleri için para veriyor! Onlar da nasıl eylemci ise; utanmadan parayı alıyorlar! Aynı partinin milletvekili olacak kişi, Türk polisine ağza alınmayacak galiz küfürler yağdırıyor. Ana muhalefet partisi olacak bu yapı; yakıp yıkan, ortalığı ateşe veren terör örgütlerinin yanında yer alıyor; ne imiş; iktidarı alaşağı edeceklermiş! Bizler bu filmi çok gördük: Bu köhnemiş film neden ikide bir ısıtılıp ısıtılıp vizyona konur? Çünkü; CHP ve onun zihniyetinin halkoyu ile iktidara gelme şansı olmadığını en iyi kendileri biliyor! Bundan dolayıdır ki, sandık dışı yolların her türlüsünü mubah görürler; ya kendileri eyleme koyar ya da yandaşları tarafından eyleme konulanlara teşne olurlar. Dünyada Türkiye'nin itibarı mı düşüyor, Türkiye'nin ekonomisi mi çöküyor, Türkiye'de kardeş kardeşi mi boğazlıyor; hiç mühim değildir; yeter ki bu başbakan ve onun iktidarı gitsin... Yani, gitsin de nasıl giderse gitsin! Dedik ya; burası netameli coğrafya; burada ehramlar (piramitler) ters oturtulmuş.. Öyle ki; demokrasi ehramının en tepe noktasında olması gereken 'millet' en altta ve kimsenin umurunda değil! Mahut zihniyet; milleti önce cahil bırakıyor ve cahil bıraktığı o milletle seneler senesi alay ediyor! Yetmiyor; dışarısının zorlamasıyla getirilen şeklen demokraside de; 'benim oyumla bu cahil milletin oyu nasıl bir olur?' diyerek; milletin seçtiklerini beğenmiyor ve onların yaptıklarını akılları sıra meşru görmüyor! Dün; kendi yandaşları da söyledi: Kızılay meydanına 500 kişi çıksaydı; Menderes'i asamazlardı... Seneler senesi korkutup, sindirdikleri ve bir kenara itip kimsesiz bıraktıkları millet uyandı ve liderini seçti. Meydanları milyonlar doldurarak; kimsesizlerin sesi olarak; davasına ve liderine sahip çıkıyor ve haykırıyor: Beni ancak benimle yönetebilirsin; onun da tek yolu vardır ve adı sandıktır. Bunu ya öğrenecek, ya öğreneceksiniz