Ramazan yazıları -3-

A -
A +

Üstad Necip Fazıl'ın "Ekber Cihad" adlı şiiri: "...Toprağa bağlı cenkler öz gayeye bahane; Cihadlardan biri var... Ekber Cihad... Ya o ne? Hikmetli sahabiler düşündü uzun uzun; Dediler ki: Cevabı sizdedir sorunuzun! Buyruldu: 'Tek kişinin teke tek çarpışması...' Yakasına nefsinin, dört elle yapışması... Yoksa milyonla ferdin milyonla cengi değil! Düşmanın kalbindedir; eğil, nefsine eğil! Gör ki, bütün iş nefsin hisarına girmekte, Allah nuruna engel duvarı devirmekte... Nefs, yol vermez bir kale, düşürülmez bir bölge, Üstüne kum döktükçe hep üste çıkan gölge... Bin pençeli bir şahin, yüz başlı bir atmaca; Korkunç bir oyunu var: Ruhla köşe kapmaca... Dış cenk... Şehid... Ölüp de ölmeyenler çevresi... İç cenk... Veli... Ölmeden ölenlerin töresi..." Üstad Necip Fazıl, tasavvufta nefsin öldürülmesi değil, onun ıslahının yapılması gerektiğini söyler. "Dava nefsi öldürmek değil, yola getirmek içindir ki İslamiyette ruhbanlık yoktur. Nefsin yemeğini, uykusunu, kadınını ve binbir meşru zevkini kökünden kesen ve ona nice çileler çektiren batıl metodlarında, İslamiyetteki erdiriş usulüyle hiçbir benzerlik yoktur. Dava, nefsi ruha kalbetmektir. Nefs dediğim o sırtlanı, o müstakil vakıayı ruha ınkılap ettirmektir." Necip Fazıl, maddi mücadele ile nefs mücadelesi arasındaki farkı ve zorluğu, şöyle bir benzetme ile açıklar: "Ferhad'ın sevgilisine kavuşmak için deldiği dağ, benim devirmek borcunda olduğum nefse göre kum tanesi..." İşte insan, böylesine zorlu bir mücadeleye memur ve çetinler çetini nefs denilen bir düşmana muhatap. Üstelik, bu düşman uzaklarda değil, bizzat insanın içinde... Nefsin şerrini ve tehlikelerini gören ve bilen sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam), bundan dolayıdır ki, ümmetine şu duayı tembihlemiştir: "Ya Rabbi! Bizi bize bırakma!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.